filmov
tv
Nazlıcan Kübra - Söyle Sunam
![preview_player](https://i.ytimg.com/vi/0dfQ-OO_X0o/maxresdefault.jpg)
Показать описание
…
güçlü bir el silkeledi beni sonra
sanırım tanrı'nın eliydi.
sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
çok şey görmüşüm gibi,
ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
ah...dedim sonra
ah! iç ses, diye söylendim
çocukken şöyle dua ederdim tanrı'ya:
tanrım bana hiç erimeyen,
kırmızı bir bonbon şekeri yolla.
eski tül perdelerden gelinlik biçerdik
kardeşimle kendimize durmadan,
olmayan çayları,
olmayan fincanlardan içerdik.
olmayan kapıları açardık,
olmayan ziller çaldığında.
siyah papyonlu olurdu mutlaka
resim defterimizdeki damat.
yedi günde yarattığımız dünya
olanlar oldu tanrım
bütün bu olanların ağırlığından beni kolla! kaybolmak istemiştim bir zamanlar
kapının arkasında yokum demiştim
ve divanın altında da.
bulamazsınız ki artık beni,
hayatın ortasında.
kaybolmak istemiştim bir zamanlar
beni kimse bulamazdı
tanrı'nın arkasına saklansam.
o kocamandı, en kocamandı o.
bir kız çocuğunun hayalleri kadar.
…
didem madak
______________________________
Söyle sunam nerelisin
Yıldızlar gibi harelisin
Niye böyle karelisin
Gel gurbete çıkalım senle
Nazar etme buralıyım
Felek ilen aralıyım
Bu sebepten yaralıyım
Var git yoluna
Beni dertten derde salan
Hey aklımı başından alan
Şu dünyanın kökü yalan
Gel gurbete çıkalım senle
Boşunadır sözün bana
Benden yar mı olur sana
Merhem süremem yarana
Var git yoluna
Şu dağları aştım geldim
Neler indim nede yıldım
El vermezsen bil ki öldüm
Gel gurbete çıkalım senle
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
güçlü bir el silkeledi beni sonra
sanırım tanrı'nın eliydi.
sayamadım kaç ah döküldü dallarımdan.
binlerce yeşil gözü olan bir zeytin ağacı gibi,
çok şey görmüşüm gibi,
ve çok şey geçmiş gibi başımdan,
ah...dedim sonra
ah! iç ses, diye söylendim
çocukken şöyle dua ederdim tanrı'ya:
tanrım bana hiç erimeyen,
kırmızı bir bonbon şekeri yolla.
eski tül perdelerden gelinlik biçerdik
kardeşimle kendimize durmadan,
olmayan çayları,
olmayan fincanlardan içerdik.
olmayan kapıları açardık,
olmayan ziller çaldığında.
siyah papyonlu olurdu mutlaka
resim defterimizdeki damat.
yedi günde yarattığımız dünya
olanlar oldu tanrım
bütün bu olanların ağırlığından beni kolla! kaybolmak istemiştim bir zamanlar
kapının arkasında yokum demiştim
ve divanın altında da.
bulamazsınız ki artık beni,
hayatın ortasında.
kaybolmak istemiştim bir zamanlar
beni kimse bulamazdı
tanrı'nın arkasına saklansam.
o kocamandı, en kocamandı o.
bir kız çocuğunun hayalleri kadar.
…
didem madak
______________________________
Söyle sunam nerelisin
Yıldızlar gibi harelisin
Niye böyle karelisin
Gel gurbete çıkalım senle
Nazar etme buralıyım
Felek ilen aralıyım
Bu sebepten yaralıyım
Var git yoluna
Beni dertten derde salan
Hey aklımı başından alan
Şu dünyanın kökü yalan
Gel gurbete çıkalım senle
Boşunadır sözün bana
Benden yar mı olur sana
Merhem süremem yarana
Var git yoluna
Şu dağları aştım geldim
Neler indim nede yıldım
El vermezsen bil ki öldüm
Gel gurbete çıkalım senle
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Hayal olsun düş olsun
Sözünden dönen taş olsun
Canım canına eş olsun
Canım canına
Комментарии