filmov
tv
Göbeklitepe Neyi Saklıyor? İnsanlık Tarihi İçin Neden Bu Kadar Önemlidir?
Показать описание
Göbeklitepe Neyi Saklıyor? İnsanlık Tarihi İçin Neden Bu Kadar Önemlidir?Göbekli Tepe Tapınak mıydı, Barınak mıydı?
Batı kültürünün en eski yapıtlarından birisi Stonehenge'dir. Bu iri kayaların günümüzden 7000 yıl kadar önce, belirli bir düzen içinde bir araya getirilmesi, birçoklarının hayal gücünü tetikler. Hatta tıpkı 4000 sene kadar önce inşa edilen Mısır piramitlerinde olduğu gibi, Stonehenge ile ilgili de "uzaylı" iddiaları boldur. Halbuki Mısır piramitlerini uzaylıların yapmadığı gerçeği gibi, Stonehenge de uzaylılar tarafından yapılmamıştır. İnsanlar tarafından inşa edilmiş ve yıllardan beri tekrar tekrar yeniden inşa edilmiştir.
Ancak ülkemiz topraklarında bulunan ve medeniyetin beşiği olarak görülen Göbekli Tepe'nin tarihi yanında, Mısır piramitleri de, Stonehenge de komik kalır. Mısır piramitlerinden 9000, Stonehenge'den 6000 yıl önce inşa edilen Göbekli Tepe, insanlığa ait ilk yaşam alanlarından birisidir.
Göbekli Tepe, Şanlıurfa ilimizden kuş uçuşu 15 kilometre, arabayla 30 kilometre civarı bir mesafede bulunan, ilk olarak Alman arkeolog ve tarihçi Klaus Schmidt tarafından 1994 resmi olarak keşfedilen, 15 metre yüksekliğinde ve 300 metre çapa sahip bir arkeolojik alandır. Alan içinde 200'den fazla sütun, 20 farklı daire oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Her bir sütun 6 metre yüksekliktedir ve 10 ton kütleye sahiptir. Yapılan incelemeler, bu yapıların günümüzden 11.000 yıl kadar önceye, yani MÖ 10.000'li yıllara dayandığını göstermektedir. Bu, Taş Devri'nde yaşamış insanların yerleşik yaşama geçmeye başladığı dönem ve tarım devriminin başlangıcı ile çakışmaktadır.
Bu yapının atalarımız tarafından neden inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. En çok üzerinde durulan hipotez, Göbekli Tepe'nin bir ibadet alanı olduğu yönündedir. Bu, eğer doğruysa, Göbekli Tepe'yi insanlık tarihinin en eski yerleşik yaşam alanı ve ibadethanesi yapmaktadır. Hatta bu gibi alanların, insan evriminin önemli bir parçası olmuş
Bu kadar antik bir yapının günümüzden binlerce yıl kadar önce neye benzediğini hayal etmek bile heyecan vericidir. O zamanki atalarımız neler yapıyorlardı? Neler düşünüyorlardı? Neler deneyimliyorlardı? Schmidt, şöyle anlatıyor:
Tarih öncesi insanlar ceylan ve diğer vahşi hayvan sürüleriyle yaşıyordu; göç eden kaz ve ördekleri üzerine çeken, nazikçe akan nehirlerden su içiyorlardı; meyve ve fındık ağaçlarından besleniyorlardı ve ve "emmer" ve "einkorn" gibi yabani arpa ve yabani buğday çeşitlerini barındıran yabani tarlaların bir deniz gibi dalgalanmasını izliyorlardı. Burası, onlar için bir cennet gibiydi.
Göbekli Tepe'nin Keşfi
Göbekli Tepe, aslında ilk olarak 1963 yılında Chicago Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ortaklığı ile tespit edilmiştir. Ancak bu ekipler, keşfettiklerinin antik bir yerleşim alanı olduğunu fark etmemişlerdir; çünkü bölgede kazı yapmamışlardır. 1963 yılında yaptıkları yüzey taraması sırasında bazı taşlar tespit etmişlerdir ve bunu Aseramik Neolitik'e ait olarak kategorize etmişlerdir. Bazı taş yüzeylerini (T şeklindeki sütunların üzerindeki yatay yüzeyleri) mezar taşı zannetmişlerdir. Bundan yola çıkarak, bölgenin tarih öncesi kalıntılarının Bizans mezarları ile örtüldüğü sonucuna varmışlardır.
Göbekli Tepe, çok uzun yıllar boyunca tarım alanı olarak kullanılmıştır. Yerli çiftçiler, bölgedeki taşları sıklıkla yerinden oynatarak kazı alanının üst katmanlarına etki etmişlerdir. Hatta bazı sütunları, sıradan taş sanarak kırmışlardır.
Nihayet, 1994 yılında yeni bir kazı alanı arayan Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Klaus Schmidt, 1963 tarihli raporu inceledikten sonra bölgede kazı yapmaya karar vermiştir. Şanlıurfa Müzesi ile işbirliği yaparak bölgeyi kazı alanı haline getiren Schmidt, nihayetinde Göbekli Tepe adı verilecek olan antik yaşam alanını keşfetmiştir.
Atalarımız Neden Göbekli Tepe'yi İnşa Ettiler?
Bu soru, arkeologların kafasını uzun bir süredir karıştırmaktadır. Sorunun cevabı, birkaç katmanlıdır. Öncelikle, bu bölgenin yaşı doğru bir şekilde tayin edilebilmelidir. Bunu yapmak için en az 4 farklı radyokarbon testi yapılmıştır:
Kazı alanının "C Bölgesi" adı verilen yerden alınan Ua-19561 numaralı, sütunların üzerindeki pedojenik karbonat kaplamadan alınan örnek, Göbekli Tepe'nin M.Ö. 7560-7370 yılları arasına ait olduğunu göstermiştir.
"B Bölgesi"nden alınan Ua-19562 numaralı kaplama örneği, bölgeyi M.Ö. 8280-7970 yıllarına tarihlendirmiştir.
"3. Katman" olarak bilinen yerden alınan Hd-20025 ve Hd-20036 numaralı kömür örnekleri, bölgeyi M.Ö. 9130-8620 yılları arasına tarihlendirmiştir.
Yani Göbekli Tepe'nin binlerce yıl önce inşa edildiği kesindir. Ancak ilginç bir şekilde Göbekli Tepe'nin bir yerleşim alanı olduğunu gösteren kanıtların hiçbirine ulaşılamadı: hiçbir kap kacak, hiçbir ev veya çöp çukuru, hiçbir doğurganlık figürü bulunamadı. Alet kullanımına dair hiçbir veriye ulaşılamadı. Hiçbir taş çekice veya bıçağa rastlanmadı.
Batı kültürünün en eski yapıtlarından birisi Stonehenge'dir. Bu iri kayaların günümüzden 7000 yıl kadar önce, belirli bir düzen içinde bir araya getirilmesi, birçoklarının hayal gücünü tetikler. Hatta tıpkı 4000 sene kadar önce inşa edilen Mısır piramitlerinde olduğu gibi, Stonehenge ile ilgili de "uzaylı" iddiaları boldur. Halbuki Mısır piramitlerini uzaylıların yapmadığı gerçeği gibi, Stonehenge de uzaylılar tarafından yapılmamıştır. İnsanlar tarafından inşa edilmiş ve yıllardan beri tekrar tekrar yeniden inşa edilmiştir.
Ancak ülkemiz topraklarında bulunan ve medeniyetin beşiği olarak görülen Göbekli Tepe'nin tarihi yanında, Mısır piramitleri de, Stonehenge de komik kalır. Mısır piramitlerinden 9000, Stonehenge'den 6000 yıl önce inşa edilen Göbekli Tepe, insanlığa ait ilk yaşam alanlarından birisidir.
Göbekli Tepe, Şanlıurfa ilimizden kuş uçuşu 15 kilometre, arabayla 30 kilometre civarı bir mesafede bulunan, ilk olarak Alman arkeolog ve tarihçi Klaus Schmidt tarafından 1994 resmi olarak keşfedilen, 15 metre yüksekliğinde ve 300 metre çapa sahip bir arkeolojik alandır. Alan içinde 200'den fazla sütun, 20 farklı daire oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Her bir sütun 6 metre yüksekliktedir ve 10 ton kütleye sahiptir. Yapılan incelemeler, bu yapıların günümüzden 11.000 yıl kadar önceye, yani MÖ 10.000'li yıllara dayandığını göstermektedir. Bu, Taş Devri'nde yaşamış insanların yerleşik yaşama geçmeye başladığı dönem ve tarım devriminin başlangıcı ile çakışmaktadır.
Bu yapının atalarımız tarafından neden inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. En çok üzerinde durulan hipotez, Göbekli Tepe'nin bir ibadet alanı olduğu yönündedir. Bu, eğer doğruysa, Göbekli Tepe'yi insanlık tarihinin en eski yerleşik yaşam alanı ve ibadethanesi yapmaktadır. Hatta bu gibi alanların, insan evriminin önemli bir parçası olmuş
Bu kadar antik bir yapının günümüzden binlerce yıl kadar önce neye benzediğini hayal etmek bile heyecan vericidir. O zamanki atalarımız neler yapıyorlardı? Neler düşünüyorlardı? Neler deneyimliyorlardı? Schmidt, şöyle anlatıyor:
Tarih öncesi insanlar ceylan ve diğer vahşi hayvan sürüleriyle yaşıyordu; göç eden kaz ve ördekleri üzerine çeken, nazikçe akan nehirlerden su içiyorlardı; meyve ve fındık ağaçlarından besleniyorlardı ve ve "emmer" ve "einkorn" gibi yabani arpa ve yabani buğday çeşitlerini barındıran yabani tarlaların bir deniz gibi dalgalanmasını izliyorlardı. Burası, onlar için bir cennet gibiydi.
Göbekli Tepe'nin Keşfi
Göbekli Tepe, aslında ilk olarak 1963 yılında Chicago Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ortaklığı ile tespit edilmiştir. Ancak bu ekipler, keşfettiklerinin antik bir yerleşim alanı olduğunu fark etmemişlerdir; çünkü bölgede kazı yapmamışlardır. 1963 yılında yaptıkları yüzey taraması sırasında bazı taşlar tespit etmişlerdir ve bunu Aseramik Neolitik'e ait olarak kategorize etmişlerdir. Bazı taş yüzeylerini (T şeklindeki sütunların üzerindeki yatay yüzeyleri) mezar taşı zannetmişlerdir. Bundan yola çıkarak, bölgenin tarih öncesi kalıntılarının Bizans mezarları ile örtüldüğü sonucuna varmışlardır.
Göbekli Tepe, çok uzun yıllar boyunca tarım alanı olarak kullanılmıştır. Yerli çiftçiler, bölgedeki taşları sıklıkla yerinden oynatarak kazı alanının üst katmanlarına etki etmişlerdir. Hatta bazı sütunları, sıradan taş sanarak kırmışlardır.
Nihayet, 1994 yılında yeni bir kazı alanı arayan Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Klaus Schmidt, 1963 tarihli raporu inceledikten sonra bölgede kazı yapmaya karar vermiştir. Şanlıurfa Müzesi ile işbirliği yaparak bölgeyi kazı alanı haline getiren Schmidt, nihayetinde Göbekli Tepe adı verilecek olan antik yaşam alanını keşfetmiştir.
Atalarımız Neden Göbekli Tepe'yi İnşa Ettiler?
Bu soru, arkeologların kafasını uzun bir süredir karıştırmaktadır. Sorunun cevabı, birkaç katmanlıdır. Öncelikle, bu bölgenin yaşı doğru bir şekilde tayin edilebilmelidir. Bunu yapmak için en az 4 farklı radyokarbon testi yapılmıştır:
Kazı alanının "C Bölgesi" adı verilen yerden alınan Ua-19561 numaralı, sütunların üzerindeki pedojenik karbonat kaplamadan alınan örnek, Göbekli Tepe'nin M.Ö. 7560-7370 yılları arasına ait olduğunu göstermiştir.
"B Bölgesi"nden alınan Ua-19562 numaralı kaplama örneği, bölgeyi M.Ö. 8280-7970 yıllarına tarihlendirmiştir.
"3. Katman" olarak bilinen yerden alınan Hd-20025 ve Hd-20036 numaralı kömür örnekleri, bölgeyi M.Ö. 9130-8620 yılları arasına tarihlendirmiştir.
Yani Göbekli Tepe'nin binlerce yıl önce inşa edildiği kesindir. Ancak ilginç bir şekilde Göbekli Tepe'nin bir yerleşim alanı olduğunu gösteren kanıtların hiçbirine ulaşılamadı: hiçbir kap kacak, hiçbir ev veya çöp çukuru, hiçbir doğurganlık figürü bulunamadı. Alet kullanımına dair hiçbir veriye ulaşılamadı. Hiçbir taş çekice veya bıçağa rastlanmadı.