Falezler Kıyılarında Yat Gezileri Antalya 4K UHD

preview_player
Показать описание
ISBN 978-605-88104-0-2
Falezler Kıyılarında Yat Gezileri Antalya 4K UHD
Antalya her daim büyülü güzelliğe sahiptir. Parklarda erguvan ağaçları, ilkbaharın gelişiyle kentin gün geçtikçe azalan bahçelerinde portakal ağaçları çiçek açtığında, ancak koklanarak yaşanılan muhteşem duygu ile burnunuz bayram eder. Her taraf turunç çiçeği kokuyor.
Bahar mevsimi başında, Yatlimanı koyu sahası ve falezler paralelinde keyifli tekne gezintilerinde; Antalya'yı, insanın içine ferahlık veren portakal çiçekleri kokusu sararken, doğa ana rüzgarıyla muhteşem portakal çiçeği parfümünü denizdeki tekne gezintisi müdavimlerinin burunlarına hemen ulaştırıyor, geziyi çok daha keyifli hale getiriyor.
Falez kayalıklarda çekim yaparken; irili ufaklı yat ve tekne gezintilerini enfes kokan bu ortamda kayda aldım. Kendi kendime söyleniyorum; Ne güzel dedim. Antalya neden bu kadar güzel ve muhteşem? Ender doğa oluşumlarına sahip falezlerde Akdeniz'in büyülü yansımalı güzelliklerini seyrederken, bir yandan da Dünyanın en değerli doğa sistemlerine sahip Antalya neden bu kadar hoyratça tahrip ediliyor diye iç geçiriyorum.
Rant, para ve kişisel çıkarlar için Antalya'nın ormanları, dağları, falezleri her gün katlediliyor, yıkılıyor. Gelecek nesillerin yararını düşünmeden, insanlığın geldiği son nokta işte buna denir. Doğanın korunumu için hiç bir şey yapılmıyor. Eğitim sistemi yıkılarak cahil ve yoksul bırakılan insanlar asla doğasına ve çevresine sahip çıkamazlar.
Portakal bahçeleri, 100 yıl öncesine kadar Antalya içinde irili ufaklı akarsular ve şelaleleri kaybolup gitti. Atatürk caddesinde her taraf turunç çiçeği koksa da, bu kadar hızlı bir kentleşmeye karşın, Antalya doğası ne kadar dayanabilir? Hala eski Antalya'dan bir şeyler kalmış mıydı gerilerde diye sorulsa, cevap bulunamaz.
Farklı mevsimlerde Karaalioğlu Parkı'ndan falezlerden seyrettiğinizde; akşam güneşi, Bey Dağları ile dudak dudağa uyumaya hazırlanıyor; Antalya denizi, güneşin kan rengindeki yansımalarıyla alev alev yanıyor gibi! Karaalioğlu Parkı'nda ve falezlerde dünyanın en güzel günbatımlarını seyretmek ayrı bir keyiftir.
Sseyir teraslarında Antalya Beydağları panoramalarını izlemek, bakmasını bilenler için kendiliğinden bitiveren kayalık çiçeklerinin ve ebegümec yapraklarının güneşle dansından alınacak çok önemli dersler çıkar.
Tabiat güzelliği dünyanın her yerinde vardır. Afrika sahillerinde kavurucu sıcakların, Alpler'de yayla serinliğinin en güzel örneklerini yaşamak olasıdır. Fakat Antalya öyle bir yer ki! Burada bunların hepsi var ve yaşanır.
Mevsimler Antalya için ayrı sayılır diyorum; Antalya kıyılarında bir tane yaz ve üç adet bahar mevsimi vardır. Yazın hatırı sayılır sıcaklar olur. Normal ısı gölgede ortalama 32 derece iken, Poyraz rüzgârları estiği zaman termometre yüksekliği, 42 dereceye çıkar.
İşte o an bam teline dokunan zaman dır, Antalya'ya başka illerden gelip yerleşmiş yeni Antalyalılar, "Sizin bu sıcağınız da hiç çekilmiyor!" diyerek isyan ederler. Fakat arabanıza binince, bir saate varmadan bin metre yükseklikteki yaylaya ulaşırsınız.
Daha teriniz kurumadan yazlık elbisenizin inceliği içinde ürperdiğinizi hissedersiniz. Yaylada gürül gürül akan kaynaklardan içeceğiniz buz gibi sular, bir saat öncesine kadar sizi yakıp kavuran hararetinizi söndürmeye yeter.
Kış mevsimlerinde her zaman olmasa da şiddetli yağmurlar yağabiliyor. Eskiden bu yağmurlar, haftalarca sürerken, doğa ile oynandığı için şimdi çok kısa kesiyor. Halk dilinde 'Kadıkaçıran Yağmurları' denir. Geçmişte Antalya tropik iklimi, bütün özellikleri ile yaşanırdı. Hortumlar ortaya çıkar; seller her şeyi alıp götürürdü. Antalya'yı tanımayanlar, "Böyle afet, bir yüzyıldır görülmedi" diyerek, olayı abartırlardı.
Artık Antalya, bu şiddetli yağışları birkaç yılda bir yaşar. Bunu, Antalya'da uzun süre yaşayan, her Antalyalı bilir. Meteorolojinin yaptığı uyarılar, genellikle Antalya'nın yayla bölümü için geçerlidir. Sabahleyin 'yağmur yağacak' diye şemsiyenizi yanınıza alırsınız. Ancak bulutlar, hafif bir rüzgarla sıyrılınca, Antalya, tekrar bahar havasına döner; şemsiyenizi akşama dek boşuna taşımış olursunuz. Tabii ki bunun tam aksi de olabilir. Antalya'da ılıman iklimle, yayla ikliminin bütün varyasyonlarını, aynı gün içinde yaşamak mümkün olur.
En yetenekli ressamların bile yapamadığı tabloları, Antalya doğası çok kolaylıkla yapıyor, yaratıyor. Güneş açtığında veya güneşli bulutlu havada, bir hurma veya portakal ağacına dayanarak ya da falezlerde karşıdaki Beydağlarını veya üstünde parlayan karları, daha boyası kurumamış bir tablo gibi seyredersiniz.

----------------------------------------­­----
Kamera : Mehmet SÖKMEN
Seslendirme: Rüksan SÖKMEN
Çekim Tarihi : 26.03.2016
Prodüksiyon Yapım Tarihi: 16.06.2016
Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93
Рекомендации по теме