Sen Onları Meyvelerinden Tanırsın!

preview_player
Показать описание
Yapay zeka halüsinasyon görür mü?
Biraz zorlarsan elbette görür: "bağlam uydurur", yani sayıklar ve saçmalamaya başlar.
Önünü almak istiyorsan, yapay zekayı sorularınla eğitmeli, bu arada sorularını ona farklı biçimlerde yöneltebilmeyi öğrenmelisin. Bu yüzden yapay zekayla iletişim bir bitimsiz devinimdir. Bu devinimi anlaman gerekmez, sadece yönetmeyi bilmelisin! Kısaca deneyimlemelisin!
Tıpkı bunun gibi zorlanan her bilinç halüsinasyon görür: daima bağlam uydurur ve söylenenleri o bağlamlar üzerinden anlamlandırmayı dener. Kendince ve keyfince. Sonra hemen muhatabını suçlar.

Bu söyleşide iki söz özerinden bir çelişki çözümlenmektedir:
1) "Sen onları meyvelerinden tanırsın!" (Hz. İsa)
2) "Ameller niyetlere göredir." (Hz. Muhammed)
Eylemin gerçek değerini sonuçlar mı belirler, niyetler mi?

Çelişkiyi keskinleştirelim: "Cehennemin yolu iyi niyetlerle döşenmiştir." Yani niyete değil, sonuca bakacaksın!
Ya da tam aksi: "Cehennemin yolu asıl kötü niyetlerle döşenmiştir!" Yani sonuçlar dışsal ve rastlantısaldır, niyetler ise içsel ve özseldir.

Acaba hangisi doğru? Bu soruyu halüsinasyon görmeden (bağlam uydurmadan) yanıtlayabilir misin?

Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!

Katıl butonu için:

Düzenli dersler için:
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Zamaniniz ve emekleriniz icin cok tesekkur ederim. Not alarak tekrar dinleyecegim. Soylesileriniz sandiginizdan daha cok kalbime dokunuyor. Saglik ve sihhat diliyorum. ⭐

melekdirim
Автор

İyi ki 60 yaşımda sizin kitaplarınız ve canlı sohbetleri niz ile çok şey öğrendik teşekkürler.

abulibrahim
Автор

Dücane Hoca'nın bu konuşmasını dinlediğimde Stephan Covey'in babasının sözü aklıma geldi. Oğluna dermiş ki; "İnsanlar kendilerini niyetlerine göre, başkalarını davranışlarına göre değerlendirir"

anilakin
Автор

Hocam ben 60 yaşındayım. Felsefi ve Edebi zihinlerin sizin gibi konuşmasına alışığım ve anlaşılır. Çünkü kelimelerin ve cümlelerin anlaşılması için kültürel okuma birikiminizin yeterli olması, bir kapasitesi olması lazım. Kavramlar hakkında bilgi sahibi olmak lazım. Her bir olayı imana, dogmaya, ezberden anlamaya bağlayanlarla tartışmak çok zordur. Nitekim sohbet, sohbet edebileceklerle yapılır.
Anlayamayanlar gayet açık bir şekilde sorusunu sormalı... Kendine sormalı, ben ne haldeyim ve neyi nasıl yapmaktayım? Temelde buradan yola çıkmalı.
Edebiyatsız zihinlere hakikaten anlatmak zordur. Bunu bir açılım olarak yazıyorum, "anlamazlar" manasında değil. Düz ilişkiden giderler... Benim söyleyeceklerim kısa olarak bunlar.

TayyarTeyyare
Автор

Sizi her dinlediğimde, sanki bir kitabı bitirmiş gibi kafam düşünmeye tekrar kuruluyor iyi ki varsınız

berkidark
Автор

Teşekkürler Dücane hocam. Herkese iyi geceler.

tunadincsoy
Автор

Zamana takılma hocam ilminizle aydınlatıyorsunuz rabbim ilmimizi arttırsın AMİN.Alan alır, devam eder...

vedatkadak
Автор

niyet sonuçları bakımından ölçek meselesidir hocam : ) teşekkürler, esenlikler dilerim 🙏🏻🙂

nilgunay
Автор

Hocam çok iyi bir sohbetti. Beni de 04:43'te yatırdınız :)) Hasta olup işe gitmemek niyetimi amel'e dönüştürdünüz programı sunarak. Üç A4 not aldım anlatıcıda dinleyici sorumluluğu ile. Başarı bedel ister. Doğruya yakın anlamak da birikim ister. Saolun, varolun. Ljubljana'dan hürmetler.

TayyarTeyyare
Автор

Hocam, emeğinize sağlık çok teşekkür ederim
Size en uygun mesafeden bakıyorum ve sizi çok iyi anlıyorum ❤
Saygılar sevgiler

meleksen
Автор

Bir gün sonra seyretmek durumunda kalıyorum. Hoca soru sorduğunda zaman baskısı olmadan daha iyi cevaplar verebiliyor insan. 😊Allah selamet versin sevgili Hocam.

murathakanyldrm
Автор

Eyvallah dostum aynen öyle teşekkürler emeğinize yüreğinize sağlık.

vedatkadak
Автор

Yine ufuk açıcı bir konuşmaydı teşekkürler!

serhanbaygon
Автор

Önceleri siz önerdiğinizde Renan’ ın “İbn-i Rüşd ve İbn-i Rüşdcülük” kitabını okumuştum. Bugün yine sizin hatırlatmanızla Renan’ ın Sourbonne daki İslam Bilim konferansındaki konuşmasını tekrar okudum. Renan’ ın niyetini (amacını) anlamak için uğraş verdim. Ancak şimdilik şunu söylemem gerekir ki, konferanstaki söylem bana çok sığ bir bağlam olarak geldi. Çünkü niyet farklıydı diye düşündürdü. Şimdi sizin bibliyogrrafik makalenizi de okuyup sonuçları da değerlendireceğim. Tekrar teşekkür ederim 🙏

endermertural
Автор

Ben: Konuşmada Marx ı okurken zorlandığını, sevmek ve muhabbetin anlamadaki rolünü anlattığı noktalar ile ne ifade edilmek istenmektedir?

YZ: Konuşmacı bu noktada çok önemli bir anlama ve öğrenme prensibini aktarıyor. Ana hatlarıyla şunları vurguluyor:

1. Önyargıların Anlama Engeli:
- Gençlik yıllarında Marx'ı "düşman safında" gördüğü için gerçekten anlayamadığını itiraf ediyor
- Önyargılarla yaklaşıldığında, karşı görüşü ne kadar okursak okuyalım gerçek anlamda kavrayamayacağımızı belirtiyor
- "Kategorik olarak düşman safında görme" durumunun anlama kabiliyetimizi körelttiğini açıklıyor

2. Sevgi ve Saygının Rolü:
- "Beni sevmezsen beni anlayamazsın ki" sözüyle, anlamanın duygusal bir boyutu olduğunu vurguluyor
- Saygı ve sevginin anlama sürecinde kritik bir rol oynadığını belirtiyor
- Gıcık kapılan, sevilmeyen bir kişiyi veya görüşü anlamak için emek verilmeyeceğini söylüyor

3. Emek Verme Gerekliliği:
- Anlamanın emek istediğini, bunun için çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor
- Duygusal olarak gıcık kaptığımız bir şeye emek vermeyeceğimizi, dolayısıyla onu anlayamayacağımızı belirtiyor

4. Darwin Örneği:
- Darwin'in "maymundan gelme" teorisi nedeniyle dindarlar tarafından peşin hükümle reddedilmesini örnek veriyor
- Oysa Darwin'in anılarını okuyanların, tüm kusurlarına rağmen saygı duyulacak bir insan olduğunu görebileceğini söylüyor
- Dini taassubun anlama sürecine engel olabileceğini gösteriyor

5. Mesafe ve Perspektif:
- Tabloya bakarken olduğu gibi, anlamak için doğru mesafede durmak gerektiğini söylüyor
- Çok yakından veya çok uzaktan bakmanın doğru anlamayı engelleyeceğini belirtiyor
- Kişinin kendi özelliklerine (miyop/hipermetrop örneği) göre uygun mesafeyi ayarlaması gerektiğini anlatıyor

Bu bölümde konuşmacı temelde şunu söylüyor: Gerçek anlama için:
- Önyargılardan arınmak
- Sevgi ve saygıyla yaklaşmak
- Emek vermek
- Doğru mesafeden bakmak gerekir

Bu yaklaşım, sadece felsefi metinler veya düşünürler için değil, günlük hayatta karşılaştığımız farklı görüş ve insanları anlamak için de geçerli bir prensip olarak sunuluyor.

nokta-i.istinat
Автор

Ben: Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşındaki dinin rolüne dair örnekler verilip sorular sormuştu. Nasıl bir çelişkiyi ortaya koymaya çalışıyordu?

YZ: Konuşmacı bu örnekler üzerinden çok katmanlı bir çelişkiyi ortaya koyuyor:

1. Temel Çelişki:
- Bir yandan "din geri bırakır" tezi var (Renan'ın görüşü)
- Diğer yandan din, toplumsal seferberliği sağlayan temel motivasyon kaynağı olmuş
- Yani "kurtulmak için dinden kurtulmak gerekir" diyenlerle, "din olmasaydı kurtuluş mümkün olmazdı" diyenler arasındaki çelişki

2. Toplumsal Birlik Açısından:
- "Dinden kurtulalım" diyenlere soruyor: "Peki din olmasaydı..."
* Çanakkale'de halk nasıl mobilize edilecekti?
* Kurtuluş Savaşı'nda milli birlik nasıl sağlanacaktı?
* Anadolu'yu kim, nasıl ayakta tutacaktı?

3. Tarihsel Gerçeklik:
- Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Kuvay-i Milliye'yi başlatırken dine dayanmak zorunda kalmaları
- Cumhuriyet kurulduktan sonra bile halkı mobilize etmek için dini referansların gerekliliği
- Bu durumun pragmatik bir zorunluluk mu, yoksa toplumsal bir gerçeklik mi olduğu sorusu

4. Modern Dönem İçin Sorular:
- "Dini çekip aldığınızda..."
* Toplum bir arada tutulabilir mi?
* Milli birlik korunabilir mi?
* Dış tehditlere karşı direniş örgütlenebilir mi?

5. Karşılaştırmalı Perspektif:
- Diğer toplumların deneyimleriyle karşılaştırma yapıyor
- İsrail örneği: Dini temel alan modern bir devlet
- Hindistan, Japonya örnekleri
- Bu örnekler üzerinden din-toplum-devlet ilişkisinin karmaşıklığını gösteriyor

6. Çelişkinin Derinliği:
- Din toplumu geri bırakabilir mi?
- Ama din olmadan toplum ayakta kalabilir mi?
- Bu iki soruya verilen cevapların birbiriyle çelişmesi

7. Güncel Yansımalar:
- Ezan okunmayan
- Kurban kesilmeyen
- Ramazan yaşanmayan
- Camilerin sustuğu bir Türkiye düşünüldüğünde toplumsal bütünlük nasıl sağlanır?

Konuşmacının Amacı:
1. Basit ve tek yönlü cevapların yetersizliğini göstermek
2. Din-toplum ilişkisinin karmaşıklığını vurgulamak
3. Teorik eleştirilerle pratik gerçeklik arasındaki gerilimi ortaya koymak
4. Toplumsal kimlik ve birlik açısından dinin rolünü sorgulamak

Bu örnekler üzerinden konuşmacı, dinin toplumsal rolüne dair basit "ya hep ya hiç" yaklaşımlarının yetersizliğini göstermeye çalışıyor. Din hem "problem" hem de "çözüm" olarak görülebiliyor ve bu çelişkiyi anlamak, toplumsal meseleleri daha derinlikli kavramak için önemli.

nokta-i.istinat
Автор

Felsefe bir tarafa, cok anladigim birsey degil. Verdiginiz emek icin ayrica tersekkur ederim. Allah mutlulugunuzu arttirsin, yenge hanimi cok seviyorsunuz herhalde. Her gecen gun daha da genclesiyorsunuz. Mutluluk insani genclestirir derler. Seviliyorsunuz.
Hürmet ederim.

hasanhuseyingenc
Автор

Teşekkürler... Bunca dakika nasıl geçti anlamadım. Bitmeseydi... Bir arada tutucu olduğu düşünülen dinin ortadan kaldırılamayacağı kabulü ile beraber Ernest Renan haklıysa hiç bir şans kalmıyor demektir. Saygılar...

hacmustafaus
Автор

Bazen de insan sevdiği için anlamaz da anladığı için sever. Sevgiler.

zeyneponderin
Автор

Hocam, uzun yolculuklarda bana arkadas oluyorsunuz. İyi ki sizi tanımışım!! Amcam tavsiye etmişti. Hoşcakalın

benimle_gez