Candan Erçetin - Elbette (2000, Topkapı)

preview_player
Показать описание
Candan Erçetin, 1999 depreminin ardından yeni umutlara yol almak için Elbette'yi yazmış ve 2000'in Ocak ayında dinleyicilerle buluşturmuştu. 24 yıl sonra geçtiğimiz ay ülkemiz büyük bir felaket daha yaşadı. 45 bin kişi beklemediği bir anda depremde can verdi, ezilerek kurtulanların bir çoğu tüm ailesini akrabalarını kaybetti. Bazıları sevdiklerinin cenazesine dahi kavuşamadı. Kimisi kimsesizler mezarlığındayken, kimisi ise hayatta ama nerde bulunamıyor. Dilerim hayatta olup da Kim olduğunu nerden geldiğini bilmeyen hiçbir çocuk kalmaz. Hayatta kalanlar artık geçmişini hatırlatacak bir fotoğrafa bile sahip değil ve dümdüz olan enkaz yerine her gün gelip evinden hatıra bir eşya bulsa mutlu olacak durumda. Hiç kimse bu kadar büyük bir felaketi hak etmemişti. Ben deprem anında Adana'daydım. Adana'da yıkılan 12 binanın hepsi oturduğumuz semtte 1 km'lik alan içindeydi haliyle bir tanesi sokağımızda. Yatak odaları ve mutfağı çöken 16 katlı binanın enkazından dört kişi sağ çıkabildi. Diğer odalarda olduğu için hayatta kalıp da ebeveynlerini kaybedenlere şahit olmak çok dramatikti. Çünkü yarısı çöken binada çalışmaya ancak tamamını yıktıktan sonra devam edilebildi. Aşağıda bahçeye kurulan çadırlara sığınanlar ve ateşte ısınanlar varken ne perde açabildik ne de ışık yakabildik. Çünkü bir tesadüftü hayatta olmam ve aileme bir şey olmaması. Başıma gelse taşıyamayacağım acıları yaşayan bu insanlardan bir farkım yoktu. Elimden gelen tek şey ise bir kaç sefer eve çıkıp çadır görevlilerine battaniye yastık ayakkabı ıslak mendil ağrı kesici ped vs vs indirebilmek oldu. Aynı sokakta olsak da tanımadığım o insanlara karşı duyduğum mahçubiyet ve hassasiyet baktım ki beni bitirecek . Alışacağımız aklıma geldi. Şunu biliyorum ki hepimiz buna alışacağız. Üzerine yıkılan duvarların, çöktüğünü hissettiği evinin enkazından sağ kurtulanlar da travmasına alışacak, yakınlarını kaybettiyse de hayatı boyunca yaptığı tüm birikimleri kaybettiyse de acısını unutmayacak ama ilk günkü kadar canını yakmayacak. O nedenle alışmak kötü bir şey değil. Bize gelince bir süredir evlerden uzağız. Ben 3. haftadan beri evde kalsam da ailem hala eve giremiyor. Çünkü burada çoğu hissedilmeyen ufak depremler olmaya devam ediyor. Biraz komik gelecek ama artık gerçekle olmayanı ayırt edemeyecek durumdayız. Şimdi oldu dediğim hiçbir anda deprem olmamış oluyor; ancak geç gelen bildirimlerle farkettiğim hiçbir depremi de şanstan hissetmiyorum. Bildirimler yarım saat sonra falan geldiği için haliyle aşağı geç indiğimiz bile oluyor önlem olarak!:) Bu yıkıcılığı olmayan depremlerden ancak eskisi gibi haberimiz olmazsa rahatlayabiliriz. Ben uzun süredir sosyal medya ve haberleri takip etmeyi bıraktım. Önlemi elden bırakmadan deprem aklıma gelmediği sürece evde oturabiliyorum. Artık normale dönmek adına paylaşımlara başlıyorum. Bu paylaşımları, kendim kadar sizlerin de iyi olmaya ihtiyacı olduğunu bildiğim için yapıyorum.
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Candan Erçetin, 1999 depreminin ardından yeni umutlara yol almak için Elbette'yi yazmış ve 2000'in Ocak ayında dinleyicilerle buluşturmuştu. 24 yıl sonra geçtiğimiz ay ülkemiz büyük bir felaket daha yaşadı. 45 bin kişi beklemediği bir anda depremde can verdi, ezilerek kurtulanların bir çoğu tüm ailesini akrabalarını kaybetti. Bazıları sevdiklerinin cenazesine dahi kavuşamadı. Kimisi kimsesizler mezarlığındayken, kimisi ise hayatta ama nerde bulunamıyor. Dilerim hayatta olup da Kim olduğunu nerden geldiğini bilmeyen hiçbir çocuk kalmaz. Hayatta kalanlar artık geçmişini hatırlatacak bir fotoğrafa bile sahip değil ve dümdüz olan enkaz yerine her gün gelip evinden hatıra bir eşya bulsa mutlu olacak durumda. Hiç kimse bu kadar büyük bir felaketi hak etmemişti. Ben deprem anında Adana'daydım. Adana'da yıkılan 12 binanın hepsi oturduğumuz semtte 1 km'lik alan içindeydi haliyle bir tanesi sokağımızda. Yatak odaları ve mutfağı çöken 16 katlı binanın enkazından dört kişi sağ çıkabildi. Diğer odalarda olduğu için hayatta kalıp da ebeveynlerini kaybedenlere şahit olmak çok dramatikti. Çünkü yarısı çöken binada çalışmaya ancak tamamını yıktıktan sonra devam edilebildi. Aşağıda bahçeye kurulan çadırlara sığınanlar ve ateşte ısınanlar varken ne perde açabildik ne de ışık yakabildik. Çünkü bir tesadüftü hayatta olmam ve aileme bir şey olmaması. Başıma gelse taşıyamayacağım acıları yaşayan bu insanlardan bir farkım yoktu. Elimden gelen tek şey ise bir kaç sefer eve çıkıp çadır görevlilerine battaniye yastık ayakkabı ıslak mendil ağrı kesici ped vs vs indirebilmek oldu. Aynı sokakta olsak da tanımadığım o insanlara karşı duyduğum mahçubiyet ve hassasiyet baktım ki beni bitirecek . Alışacağımız aklıma geldi. Şunu biliyorum ki hepimiz buna alışacağız. Üzerine yıkılan duvarların, çöktüğünü hissettiği evinin enkazından sağ kurtulanlar da travmasına alışacak, yakınlarını kaybettiyse de hayatı boyunca yaptığı tüm birikimleri kaybettiyse de acısını unutmayacak ama ilk günkü kadar canını yakmayacak. O nedenle alışmak kötü bir şey değil. Bize gelince bir süredir evlerden uzağız. Ben 3. haftadan beri evde kalsam da ailem hala eve giremiyor. Çünkü burada çoğu hissedilmeyen ufak depremler olmaya devam ediyor. Biraz komik gelecek ama artık gerçekle olmayanı ayırt edemeyecek durumdayız. Şimdi oldu dediğim hiçbir anda deprem olmamış oluyor; ancak geç gelen bildirimlerle farkettiğim hiçbir depremi de şanstan hissetmiyorum. Bildirimler yarım saat sonra falan geldiği için haliyle aşağı geç indiğimiz bile oluyor önlem olarak!:) Bu yıkıcılığı olmayan depremlerden ancak eskisi gibi haberimiz olmazsa rahatlayabiliriz. Ben uzun süredir sosyal medya ve haberleri takip etmeyi bıraktım. Önlemi elden bırakmadan deprem aklıma gelmediği sürece evde oturabiliyorum. Artık normale dönmek adına paylaşımlara başlıyorum. Bu paylaşımları, kendim kadar sizlerin de iyi olmaya ihtiyacı olduğunu bildiğim için yapıyorum.

Автор

2000 li yıllarda lisede kızın teki bu parçayı mırıldanıp dururdu

denizdemirci
Автор

çook geçmiş olsun ibrahim bey. allah bidaha kimseye yaşatmasın. bu paylaşım içinde çok teşekkürler. insanların umuda çok ihtiyacı olduğu bi zamanda verdiniz.

ahmetilbeyaynekin