Payitaht Abdülhamid 3. Bölüm - Hadis-i Şerif

preview_player
Показать описание
Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle, gücünüz yetmez ise dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz ediniz. Hadis-i Şerif

Es Film Resmi Facebook Sayfası (Official Facebook Page)

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Ya Akin is so romantic guy, love him so much! Yesterday was the first time and day I saw him and I fall in love with him, his eyes his mustache, he is just soooo handsome😘 he fits better with romance roles!

bacmoe
Автор

Ömer yavaş, yavaş kıvama geliyor. Sultan'ın en has savaşçılarından biri olmasına az kaldı. Sokaklar Yusuf ve Ömer'den sorulacak. 😏

mihrilee
Автор

A més de ser un gran actor i un home molt atractiu, té una veu preciosa! T' admiro, Akin!

primitivalopez
Автор

Dizilerimizde bu sahnelerin olması hiç olmadığımız kadar normale döndüğümüzün resmidir. Tebrik ederim Es Yapım.

Furkan_Ozdemir
Автор

Hakkaten bir sakal adamı çok değiştirmiş miran olmuş

leylimia
Автор

akiın akınözü hercaiye daha çok yakışıyor burda biraz değişik aşık adam gibi diğil

perihann
Автор

Gazneli Mahmud bir gün ava çıkmıştı. Bir ceylanın peşine
düşmüş, atı ile izliyordu. Yanındaki adamlarından ayrılmıştı.
Uzakta birkaç Türkmen evi gördü, oraya geldi. Susamıştı;
evlerden birinden su istedi. Karşısına genç Türkmen olan
Eyaz çıktı. Sultan Mahmud’un kılığından ve halinden padişah
olduğunu anladı; onu saygıyla selamladı:
“Padişahım, biraz dinlenin. Bu çevrede suyu çok hoş bir
çeşme var. Babam şimdi oraya gitti, su getirecek; size o sudan
sunarım,

” dedi.

Sultan Mahmud atından aşağı indi. Eyaz konuşkan, tatlı
dilli, saygılı bir gençti. Bir süre padişahı oyaladı. Çevrenin
güzelliklerinden, kendi yaşayışlarından söz etti.
Eyaz bir süre sonra kalktı su getirdi, sultana sundu. Sultan
suyu içti ve:
“Suyun çok güzel, ama ‘Babam su almaya gitti,

’ dedin; bir
süre sonra da bana evden su getirdin. Neden böyle yaptın?”
diye sordu.
Eyaz açıkladı: “Geldiğiniz anda su verseydim, o su size
dokunurdu; hastalanırdınız. Sizi oyalayarak terinizin
kurumasını bekledim.”
Sultan Mahmud, bu çocuk yaştaki Eyaz’ın akıl ve zekâsını
beğendi. Eyaz’ı saraya getirdi ve ayağındaki çarığı, sırtındaki
postu çıkarıp ona ipekli elbiseler verdi.

Eyaz çok akıllı ve düşünceli olduğundan, postuyla sarığını
bir odaya astı. Her gün o boş odaya girer ve kendi kendisine:
“Sakın kendini bir şey sanma, gurura kapılma! Sen eskiden
bunları giyerdin...” diye konuşurdu.
Saraydaki arkadaşları, padişaha:
“Onun bir odası var, oraya biriktirdiği altınların, gümüşlerin
küplerini koymuş. Hiç kimseyi oraya bırakmıyor. Kapısını
sürekli kilitli tutuyor,

” diyerek Eyaz’ı şikâyet ettiler.

Padişah: “Tuhaf şey, bu kölenin bizden sakladığı nedir?”
diye düşündü; sonra bir adamına:
“Git odayı aç, orada ne bulursan al. Orada gizlediği şeyi
bul. Bizden aldıklarıyla yetinmiyor da, ayrıca altın mı
biriktiriyor, öğrenelim...” diye emretti.
Padişahın adamı, otuz kişiyle Eyaz’ın odasını açmaya gitti:
“Padişahın emri var, bu odayı açacağız,

” diyorlardı.

Hazine, altın küpler, gümüşler bulacaklarını umuyorlardı;
gelenler büyük bir merakla kapıyı açtılar. Sinekler ekşimiş
ayrana nasıl üşüşürse, onlar da birbirini ite kaka odaya öyle
daldılar. İçeri girenler sağa sola bakındılar; yırtık, pırtık bir
çarık ile eski bir posttan başka bir şey göremediler.
Odanın her yanını kazdılar, eştiler; derin çukurlar meydana
getirdiler. Sonunda bir şey bulamayınca, kazdıkları yerleri
doldurdular. Toz toprak içinde padişahın huzuruna vardılar.
Padişah, düşüncesini gizleyerek;

“Söyleyin bakalım, ne yaptınız? Hani altınlar, gümüşler?”
diye sordu.
Yanlışlarını anlayan adamlar:
“Biz, size yaraşanı yaptık padişahım! Bizim suçumuzu
bağışla,

” dediler.

Padişah dedi ki: “Bana yalvarmayın, gidin Eyaz’a yalvarın.”
Eyaz’a da seslendi: “Ey Eyaz, suçlular hakkında gereken
kararı ver. Seni yüzlerce kere denesem, bir hile bulamam.”
Padişahın bu sözleri üzerine Eyaz:
“Padişahım, bu iyilik ancak senindir. Ben yalnızca bir sarık
ve posttan başka bir şey değilim,

” dedi.

Bütün bu konuşmalarda padişah, suçluların cezasını Eyaz’ın
vermesini istiyordu; çünkü iftira, Eyaz’a yapılmıştı. Ama
Eyaz bunu padişaha bırakıyordu. Kendisi suçluları
bağışlamıştı.

CengizhanDulda
visit shbcf.ru