UZAKTAN SEVMEK

preview_player
Показать описание
Uzaktan sevmek diye bir şey vardı hayatın doğasında.
Bir soluk kadar yakın, ama yıldızlar kadar uzak olanı sevmek.
Uzanıp yetişemediğin, yetişsen dokunamadığın, dokunsan vazgeçemediğin , unutmak istesen unutamadığını sevmek vardı.
Bu yüzden bazen aşklar ebediyen saklanan bir sırra dönüşürdü.
Bir gölge gibi ardında kalmak, uzaktan kıyamamak, uzaktan sövmek, uzaktan bakmak, uzaktan vazgeçmemek ve en kötüsü de, ona an kadar yakın bir asır kadar uzak olmak.
Görmek fakat dokunamamak, bakmak ama konuşamamak, anlatmamak, anlaşılmamak.
O yokken onunla yaşamak her duyguyu.
Bazen elinizde kalan tek yoldur uzaktan sevmek.
Çıkmazlara düşersin günün birinde senin olmayacak birini sevdiğin zaman.
Öyle bir şey ki bu çift mesai yapar ömrün.
Gündüz yaşamaya ,gece ölmeye çalışırsın.
Beklentisiz sevmeyi öğrenirsin.
Hiçbir şey ummadan, talepte bulunmadan, hayal bile kurmadan.
Kendi içimde taşıdığın sessiz sedasız bir sır gibi seversin.
Sanki dile döküldüğünde eriyip yok olacağından korkarak.
Acıtır, öyle acıtır ki kalbinin içindekini uzaktan sevmek.
Öyle acıtır ki dilinin ucuna gelip de boğazında düğümlenen “seviyorum” sözcüğünü söyleyememek.
Gözlerine dalıp dalıp gitmeden, gözyaşlarını silemeden, yüreğine dokunamadan, ortak bir şarkıyı dinlemeden sevmek.
Bağırıp bağırıp sesini duyuramadan, için için ağlayıp belli etmeden, incitmeden, acıtmadan, yaralamadan, kanatmadan sevmektir.
Рекомендации по теме