Once Upon A Time in Anatolia - The Mukhtar Scene

preview_player
Показать описание
The Mukhtar scene from Nuri Bilge Ceylan's movie Once Upon a Time In Anatolia (Bir Zamanlar Anadolu'da) - the winner of the Grand Prix at 2011 Cannes Film Festival.

Once Upon a Time in Anatolia (Turkish: Bir Zamanlar Anadolu’da) is a 2011 Turkish drama film, co-written and directed by Nuri Bilge Ceylan based on the true experience of one of the film's writers, telling the story of a group of men who search for a dead body on the Anatolian steppe. The film, which went on nationwide general release across Turkey on September 23, 2011.The film received the Cannes Film Festival's second most prestigious award, the Grand Prix, in a shared win with the film The Kid with a Bike by the Dardenne brothers.

Director: Nuri Bilge Ceylan
Writers: Ebru Ceylan, Nuri Bilge Ceylan, Ercan Kesal
Stars: Yılmaz Erdoğan, Muhammet Uzuner, Taner Birsel
Genre: Drama, Crime
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Muhtarın hacı yağı kokusunun burnunuza kadar geldiği, Savcının aslında muhtarı hiç dinlemediği bunu da "senin oğlan var mı?" sorusuyla anladığımız muhteşem sahne... özellikle kapalı havalarda gelir otururum bu sofraya, muhtarın serzenişini dinler kalkarım.

muratdemirci
Автор

Abi bu nasıl oyunculuktur yahu kendimi nevşehir'de hissettim helal olsun

ersinaktas
Автор

Da vinci bu sahneyi görseydi son akşam yemeği tablosunu siler bu ortamı çizerdi

furkanozzdemir
Автор

Anadolu tasrasinda bi sedirde oturup koyluyle muhabbet dinleyen herkes bu sahnenin ne kadar abuk derecede gercek oldugunu bilir.

Cevirdikleri muhabbet, muhtarin derdini anlatma, sadede gelme fasli, et muhabbeti. Konunun bi anda degisebilmesi ve bunun gayet normal olmasi falan on numara

subutaynoyan
Автор

sanki sofrada oturuyorum ama hiçbir şey yemiyormusum gibi :)

locoamigos
Автор

Muhtarın, kendisini üst tabakaya nispet etmek istemesi fakat, "bilhassa" yerine "bilakis" kelimesini dahi üç kere çok farklı yerlerde ve yanlış anlamlarda kullanması ayrıntısı toplum hayatımızda oldukça güzel bir yere ışık tutmuş aslında. Tebrik ederim.

venenumes
Автор

Sanki 10 yaşındayım odanın Bi kenarında oturmuş büyüklerimi izliyorum ne kadar doğal ne kadar samimi nasıl bir oyunculuktur bu yav

ZenciFaruk
Автор

Arada gelip oturuyorum sofraya, elhamdülillah bugün'de doyduk:)

beyfasterr
Автор

Bir doktor olarak bu olayın bundan başka türlü yaşanmadığını garanti ederim.
Adli olaylara giderken hep bu film aklıma gelir. Bu film net bir gerçek kesit. Bir baş yapıt. Yani bir gerçekliği bu kadar doğal anlatamazsın ya...
Tebrikler Nuri Bilge Bey, sizi seviyor ve destekliyoruz.

yavuzevliyaoglu
Автор

Bu bir sahne değil, bu bir Türkiye gerçeği. Muhtar aslında yolsuzluk yapan biri küçük bir ilçede elinden geldiğince yapabileceği şekilde gözüne mezarlığı kestirmiş. Bir yerde dedikodu varsa o dedikoduya konu olan şey büyük ihtimalle doğrudur. Savcı aslında hiç muhattap olmayacağı insanlarla beraber işi gereği bunu yapmak zorunda yemeğini yiyor ve dinlemiş gibi yapıyor. Muhtar; savcı'yı bulmuşken konuyu bir şekilde arz edeyim derdinde. Muhtar aslında çok zeki bir adam statüye göre konuşma şeklini belirliyor, savcı ile farklı tonda komiser ile farklı tonda doktor ile farklı tonda. Komiser fırsatı bulduğu an ast'ını yani polisi eziyor "senin meslekten" diyor oradakilere ve en önemlisi polis memuruna yerini bil diyor. Doktor klasik türk doktoru etli sütlü ile ısı yok sessiz sakin dinliyor. İki farklı sofra var ve o da statüye göre şekillenmiş durumda. Makam sahibi olanlar farklı sofrada, işçi sınıfı farklı sofrada. Muhtar doktora bal'ın organik ve güzel olduğunu söyleyince, savcı baldan istediğini belirtiyor hemen. Muhtar da işimiz görülsün düşüncesi ile herşeyi yapmaya hazır. Muhtarın özellikle seçtiği kelimeler, vücut dili, çocuklarından bahsettiği zaman takındığı mağrur duruş, komiser'in "rahat ol senin gibi binlerce insan tanıdım, binlerce insan gördüm, neyin ne olduğunun farkındayım" tavrı, polis memurunun hiçbirsey umrunda olmayıp sadece yemek yeme derdinde olması. Diğer sofradaki grubun. "Kim ölmüş kim kalmış bize ne" şeklindeki duruma kayıtsız kalıp alaycı tavrı. Bu filmin en özel sahnesi bu, yüzlerce kez izledim be her defasında ayrı bir detay yakalıyorum. Üzerine yıllarca düşünülse bile böyle bir sahne yapmak imkansız. İşte o yüzden bu bir sahne değil bu bir Türkiye gerçeği. Bu filmi ana dilde izleyip bu toprakların bir ferdi olarak değerlendirmek büyük bir şans ve Nuri Bilge Ceylan seninle aynı devri paylaşmak muazzam bir olay...m

TheEjder
Автор

Devlet, halkının derdini yalandan dinler. Hatta dinlemez bile. "Senin oğlan var mı?" sorusuna muhtarın verdiği tepki paha biçilemeyecek derecede gerçekçi. Ercan Kesal ne güzel döktürmüş. Şu sahneyi ara ara açar izlerim. Her defasında hayranlığım artarak.

ferhatozden
Автор

Aslında köyde büyüyen insanlar için normal bir sahne ama bu normal sahne bu kadar yüksek kalite bir kurgu ve oyunculukla yansıtılınca sanat eseri olmuş. Muhtar rolünü oynayan değerli oyuncumuz hayatının belki de en kusursuz performansını sergilemiş. Muazzam bir oyunculuk...

mehmetkucuk
Автор

"Bu sefer adaylığımı koymaya hiç niyetim yoktu." da çok büyük bir gerçektir, muhtar torunu olarak çok duydum.

tryin
Автор

"Yalniz et on numara" dedikten sonra "demi" deyisi mukemmel bi dogallik yahu

berkay
Автор

Kamera açısı ve çok net duyulan yemek yeme sesleri ile sanki orada oturan 7. kişiymişsiniz hissi harika yaratılmış.

berfaktar
Автор

02:30 Muhtar "oğlum polis" deyince yanındaki polis "vay bizdenmiş" diyor. Yılmaz Erdoğan ise komiser olduğu için "bizim meslektaş" demiyor "senin meslektaş" diyor. Orada bile "ben sıradan polis değilim. Komiserim, amirim" havalarına giriyor. Ulan emniyet müdürü de olsan polissin işte.

a_harun
Автор

3:08 de "Senin oğlan var mı?" sorusuna muhtarın tepkisi on numara gerçekçi. Adam az önce anlattı ya, oğlanlarını. O soruya da, yanında oğlan var mı diye sorması. Anlattım ya diye devam etmesi. Savcının da muhtarı kulağının kenarıyla dinlediğinin gösterilmesi (her üst makam - muhtar ilişkisi gibi). Sanki kahvede olan gerçek muhabbeti izledim ya. :)

ibrahimapaydinn
Автор

Bu sahne çok özel. Anadoluda yaşamayan hiç bir insan bu sahneyi anlayamaz. Anadoluda herkes bu ortamlara şahit olmuyor lakin 85 milyonun hepsi bu sahneyi aynı duyguyla anlıyor hissediyor.

Memoriam-Media
Автор

Filmi izlerken Ercan Kesal oyunculuğuyla bu sahneyi zihnime kazımıştı. Müthiş bir performans.

celikvolkan
Автор

2:01'de Muhtar dedikodu hazır deyince arkadaki Ahmet Mümtaz've diğer oyuncunun dikkat kesilmesi de güzel bir detay.

ac
welcome to shbcf.ru