filmov
tv
Peygamberleri Muradına Erdiren Zikir..Kim bu zikri günde 1 kere okursa gök yere inse de ona
Показать описание
Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor: “Zikirlerin en değerlisi, ben ve benden önce gelen peygamberlerin yaptığı La ilahe illallah’tır.”
Zikir ilk defa dilden olur. Buradan nefse geçer. Sonra sırasıyla Kalb, Ruh, Sır, Hafi, Ahfa çizgisini izler.
Dil ile yapılan zikir, kalpten yapılana benzer. Dil ile zikir yapılıyorsa, Allah kal ben unutulmamış demektir.
Nefsten, yani içten yapılan zikirde, harf olmaz, ses işitilmez, içten bir hareket ve duygu ile olur.
Kalbin zikri, kendi özünde celal ve cemal sıfatının tecellisini duymaktır. Ruhla yapılan zikrin sonucu, celal ve cemal sıfatının nurani tecellisine ermektir. Sır aleminden yapılan zikir, ilahi sırların murakabesine götürür.
Hafi (Gizli) zikir, güçlü padişahın katında, doğruluk otağında olan, Ahadiyet zatından parlayan nurları görmeye götürür.
Ahfa (Gizlinin gizlisi) adı verilen zikre gelince, o da Hakkel Yakın makamının gerçeğine ermeyi sağlar.
Bu Hafiyül Ahfa denilen halden, Allahu Teala'dan başkası haberdar olamaz. Ayette bu şöyle belirtilmiştir: “Sırrı ve en gizliyi (ahfa) muhakkak O bilir” (Taha, 20:7).
Yukarıda anlatılan zikirlerden sonra, bir başka ruh oluşur. Bu, yolun sonuna doğ rudur. Bu ruh, bütün ruhlardan daha inceliklidir ve ona Tıflı Mani denir. “O, ruhu, emri olarak kullarından dilediği kimsenin kalbine yerleştirir” şeklindeki ayet, bunu ifade eder.
Bu ruh, kudret aleminde durur. Müşahede aleminde yer tutar. Hakikat aleminin malıdır.
Hakkını vererek yapılan zikir, kalplere nurlarını yerleştirir. Zikredenlerin kalple ri, o nurlarla hayata kavuşur. Allah, onların kazandığı sonsuz hayatı anlatırken şöyle bu yurmuştur:
"Onlar, ilk ölümden sonra hiçbir ölüm tadmazlar" (Duhan, 44:56).
Abdülkadir Geylani Hz., (Sırrül Esrar
ZİKİR
Subhânallâhi ve bihamdihi adede halkıhi, ve rıdâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi"
Anlamı : (Allah'ın yarattıkları sayısınca, zatının rızasınca, arşının ağırlığınca ve kelimelerinin sayısınca, hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim)Subhânallâhi ve bihamdihi adede halkıhi, ve rıdâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi"
Anlamı : (Allah'ın yarattıkları sayısınca, zatının rızasınca, arşının ağırlığınca ve kelimelerinin sayısınca, hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim)
Subhanallâhi ve bihamdihi
Bu tesbih ile ilgili iki Hadîs-i Şerif nakledeceğim sizlere:
“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
-Her kim günde yüz kere “subhanallâhi ve bihamdihi” derse; günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile, mahvolur ve bağışlanır..”
“Rasûlullâh birgün yanındakilere şöyle söyledi
-Allah’ın en en çok sevdiği kelâmı size bildireyim mi?
-Elbette haber ver Yâ Rasûlallâh!..
-Allah’ın en çok sevdiği kelâm “Subhanallâhi ve bihamdihi” den ibaret olan kelâmdır.”
Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve zinete arşıhi ve midade kelimatihi…
Anlamı:
Allah’ı halkettiklerinin sayısı, razı olacağı, arşının ağırlığı ve kelimelerinin adedince kendi hamdiyle tesbih ederim.
Zikir ilk defa dilden olur. Buradan nefse geçer. Sonra sırasıyla Kalb, Ruh, Sır, Hafi, Ahfa çizgisini izler.
Dil ile yapılan zikir, kalpten yapılana benzer. Dil ile zikir yapılıyorsa, Allah kal ben unutulmamış demektir.
Nefsten, yani içten yapılan zikirde, harf olmaz, ses işitilmez, içten bir hareket ve duygu ile olur.
Kalbin zikri, kendi özünde celal ve cemal sıfatının tecellisini duymaktır. Ruhla yapılan zikrin sonucu, celal ve cemal sıfatının nurani tecellisine ermektir. Sır aleminden yapılan zikir, ilahi sırların murakabesine götürür.
Hafi (Gizli) zikir, güçlü padişahın katında, doğruluk otağında olan, Ahadiyet zatından parlayan nurları görmeye götürür.
Ahfa (Gizlinin gizlisi) adı verilen zikre gelince, o da Hakkel Yakın makamının gerçeğine ermeyi sağlar.
Bu Hafiyül Ahfa denilen halden, Allahu Teala'dan başkası haberdar olamaz. Ayette bu şöyle belirtilmiştir: “Sırrı ve en gizliyi (ahfa) muhakkak O bilir” (Taha, 20:7).
Yukarıda anlatılan zikirlerden sonra, bir başka ruh oluşur. Bu, yolun sonuna doğ rudur. Bu ruh, bütün ruhlardan daha inceliklidir ve ona Tıflı Mani denir. “O, ruhu, emri olarak kullarından dilediği kimsenin kalbine yerleştirir” şeklindeki ayet, bunu ifade eder.
Bu ruh, kudret aleminde durur. Müşahede aleminde yer tutar. Hakikat aleminin malıdır.
Hakkını vererek yapılan zikir, kalplere nurlarını yerleştirir. Zikredenlerin kalple ri, o nurlarla hayata kavuşur. Allah, onların kazandığı sonsuz hayatı anlatırken şöyle bu yurmuştur:
"Onlar, ilk ölümden sonra hiçbir ölüm tadmazlar" (Duhan, 44:56).
Abdülkadir Geylani Hz., (Sırrül Esrar
ZİKİR
Subhânallâhi ve bihamdihi adede halkıhi, ve rıdâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi"
Anlamı : (Allah'ın yarattıkları sayısınca, zatının rızasınca, arşının ağırlığınca ve kelimelerinin sayısınca, hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim)Subhânallâhi ve bihamdihi adede halkıhi, ve rıdâ nefsihi ve zinete arşihi ve midâde kelimâtihi"
Anlamı : (Allah'ın yarattıkları sayısınca, zatının rızasınca, arşının ağırlığınca ve kelimelerinin sayısınca, hamdiyle birlikte noksanlıklardan tenzih ederim)
Subhanallâhi ve bihamdihi
Bu tesbih ile ilgili iki Hadîs-i Şerif nakledeceğim sizlere:
“Rasûlullâh Salla’llâhu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
-Her kim günde yüz kere “subhanallâhi ve bihamdihi” derse; günahları deniz köpüğü kadar çok olsa bile, mahvolur ve bağışlanır..”
“Rasûlullâh birgün yanındakilere şöyle söyledi
-Allah’ın en en çok sevdiği kelâmı size bildireyim mi?
-Elbette haber ver Yâ Rasûlallâh!..
-Allah’ın en çok sevdiği kelâm “Subhanallâhi ve bihamdihi” den ibaret olan kelâmdır.”
Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rızâe nefsihi ve zinete arşıhi ve midade kelimatihi…
Anlamı:
Allah’ı halkettiklerinin sayısı, razı olacağı, arşının ağırlığı ve kelimelerinin adedince kendi hamdiyle tesbih ederim.
Комментарии