filmov
tv
Markalı Giyinmek, Lüks Arabaya Binmek İsraf Mı? - İktisat | Mehmet Yıldız
![preview_player](https://i.ytimg.com/vi/bI9pOqeUwYk/maxresdefault.jpg)
Показать описание
Markalı giyinmek, lüks arabaya binmek israf mı?
Yıllarca bize öğretilen israflar vardı.Suyu boşa akıtma ,ekmeği az al ki bayatlamasın, ışığı açık bırakma gibi evet bunlar çok önemli israflar ama bizler en büyük israfı unutmuşuz .Boşa giden hayatımız... Bu videoda iktisat ve israf konularını ele aldık .
İyi seyirler..
#iktisat #israf
Lemalar video serisi için tıklayın;
Hayırlara vesile olmak , daha fazla insanlara ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile aşağıdaki linkten bize destek olabilirsiniz
Bize Ulaşın;
0 (536) 231 52 96
0 (533) 417 33 41
0:00 Baba ve 3 oğlu
02:40 İktisat ettiğin ne var
04:12 Bende Yavru Zaza var
05:00 Hayatı amacına uygun kullanma
07:54 Markalı elbise, lüks araba israf mı?
16:45 Hayatını israf etmişsin, sofradaki suya takılıyorsun
18:04 Üstad çamaşır asıyor, talebe yardım ediyor
18:17 Hayatımızı güzel iktisat ediyor muyuz?
19:27 israf kelimesini, israf etmek
25:04 Burası çok güzelde, israf olmamış mı?
36:02 Osmanlı zamanında
40:59 Coco cola boykotu
41:48 Kıyamet kopsa elindeki fidanı dik, hadisi manası
45:50 Türkiye Almanya kıyası
47:00 fakirlik kader değildir
Risale-i Nurda geçen bölüm;
Lem'alar On Dokuzuncu Lem'a beşinci nükte
Şöyle ki: Kaideme ve düstur-u hayatıma muhalif bir surette, bir talebem iki buçuk okkaya yakın bir balı, bana hediye kabul ettirmeye ısrar etti. Ne kadar kaidemi ileri sürdüm, kanmadı. Bilmecburiye, yanımdaki üç kardeşime yedirmek ve Şâbân-ı Şerif ve Ramazan’da o baldan iktisatla otuz kırk gün üç adam yesin ve getiren de sevap kazansın ve kendileri de tatlısız kalmasın diyerek, “Alınız” dedim. Bir okka bal da benim vardı. O üç arkadaşım, gerçi müstakim ve iktisadı takdir edenlerdendi.
Fakat, her ne ise, birbirine ikram etmek ve herbiri ötekinin nefsini okşamak ve kendi nefsine tercih etmek olan, bir cihette ulvî bir hasletle iktisadı unuttular. Üç gecede iki buçuk okka balı bitirdiler. Ben gülerek dedim: “Sizi otuz kırk gün o bal ile tatlandıracaktım. Siz otuz günü üçe indirdiniz. Afiyet olsun!” dedim.
Fakat ben, kendi o bir okka balımı iktisatla sarf ettim. Bütün Şâban ve Ramazan’da hem ben yedim, hem, lillâhilhamd, o kardeşlerimin herbirisine iftar vaktinde birer kaşık HAŞİYE verip, mühim sevaba medar oldu.
Benim halimi görenler, o vaziyetimi belki hısset telâkki etmişlerdir. Öteki kardeşlerimin üç gecelik vaziyetlerini bir civanmertlik telâkki edebilirler.
Fakat, hakikat noktasında, o zâhirî hısset altında ulvî bir izzet ve büyük bir bereket ve yüksek bir sevap gizlendiğini gördük. Ve o civanmertlik ve israf altında, eğer vazgeçilmeseydi, bir dilencilik ve gayrın eline tamahkârâne ve muntazırâne bakmak gibi, hıssetten çok aşağı bir hâleti netice verirdi.
---
Yani, “Hayırda ve ihsanda —fakat müstehak olanlara— israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur.”
Yıllarca bize öğretilen israflar vardı.Suyu boşa akıtma ,ekmeği az al ki bayatlamasın, ışığı açık bırakma gibi evet bunlar çok önemli israflar ama bizler en büyük israfı unutmuşuz .Boşa giden hayatımız... Bu videoda iktisat ve israf konularını ele aldık .
İyi seyirler..
#iktisat #israf
Lemalar video serisi için tıklayın;
Hayırlara vesile olmak , daha fazla insanlara ulaşabilmek için "KATIL" butonu ile aşağıdaki linkten bize destek olabilirsiniz
Bize Ulaşın;
0 (536) 231 52 96
0 (533) 417 33 41
0:00 Baba ve 3 oğlu
02:40 İktisat ettiğin ne var
04:12 Bende Yavru Zaza var
05:00 Hayatı amacına uygun kullanma
07:54 Markalı elbise, lüks araba israf mı?
16:45 Hayatını israf etmişsin, sofradaki suya takılıyorsun
18:04 Üstad çamaşır asıyor, talebe yardım ediyor
18:17 Hayatımızı güzel iktisat ediyor muyuz?
19:27 israf kelimesini, israf etmek
25:04 Burası çok güzelde, israf olmamış mı?
36:02 Osmanlı zamanında
40:59 Coco cola boykotu
41:48 Kıyamet kopsa elindeki fidanı dik, hadisi manası
45:50 Türkiye Almanya kıyası
47:00 fakirlik kader değildir
Risale-i Nurda geçen bölüm;
Lem'alar On Dokuzuncu Lem'a beşinci nükte
Şöyle ki: Kaideme ve düstur-u hayatıma muhalif bir surette, bir talebem iki buçuk okkaya yakın bir balı, bana hediye kabul ettirmeye ısrar etti. Ne kadar kaidemi ileri sürdüm, kanmadı. Bilmecburiye, yanımdaki üç kardeşime yedirmek ve Şâbân-ı Şerif ve Ramazan’da o baldan iktisatla otuz kırk gün üç adam yesin ve getiren de sevap kazansın ve kendileri de tatlısız kalmasın diyerek, “Alınız” dedim. Bir okka bal da benim vardı. O üç arkadaşım, gerçi müstakim ve iktisadı takdir edenlerdendi.
Fakat, her ne ise, birbirine ikram etmek ve herbiri ötekinin nefsini okşamak ve kendi nefsine tercih etmek olan, bir cihette ulvî bir hasletle iktisadı unuttular. Üç gecede iki buçuk okka balı bitirdiler. Ben gülerek dedim: “Sizi otuz kırk gün o bal ile tatlandıracaktım. Siz otuz günü üçe indirdiniz. Afiyet olsun!” dedim.
Fakat ben, kendi o bir okka balımı iktisatla sarf ettim. Bütün Şâban ve Ramazan’da hem ben yedim, hem, lillâhilhamd, o kardeşlerimin herbirisine iftar vaktinde birer kaşık HAŞİYE verip, mühim sevaba medar oldu.
Benim halimi görenler, o vaziyetimi belki hısset telâkki etmişlerdir. Öteki kardeşlerimin üç gecelik vaziyetlerini bir civanmertlik telâkki edebilirler.
Fakat, hakikat noktasında, o zâhirî hısset altında ulvî bir izzet ve büyük bir bereket ve yüksek bir sevap gizlendiğini gördük. Ve o civanmertlik ve israf altında, eğer vazgeçilmeseydi, bir dilencilik ve gayrın eline tamahkârâne ve muntazırâne bakmak gibi, hıssetten çok aşağı bir hâleti netice verirdi.
---
Yani, “Hayırda ve ihsanda —fakat müstehak olanlara— israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur.”
Комментарии