Mikail - Hoş Seda fon müziği

preview_player
Показать описание
Arkadaslar, fon halini cok aradim fakat bulamadim. Bende elimden geldigince fon haline getirmeye calistim.
Arada bi kesiklikler oluyor fakat siir icin kullanmak icin ideal durumda. Yani o kesikler siir okurken belli olmuyor. Kahraman Tazeoglu - Acim mi? Gecmedi, siirine uyarli oldugu icin bu kadar uzun yaptim. Umarim isinize yarar.
Комментарии
Автор

Biraz değiştim,  
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar 

Değiştim 
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,  
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni 
Ben benimle savaşıyorum,  
Seninle değil 

Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,  
ne kazanabileni ne de kaybedeniyim 

Sorun değil 
Elbet Alışırım 
Biraz alıştım. 
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar 

Alıştım! 
Varlığını istemediğim tüm eksik yanlarım 
Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim 
iki arada bir derede duyguya alışıyorum 
Bir yanım bırak diyor bir yanıma,  
Diğer yanım kesin değil! Henüz tanıştık 
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar 

Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık 
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda 
Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda 
Bir yanım memnun oldum diyor,  
bir yanım tanıyamadım daha 
Samimi değil 
Bir hayli kırıldım 
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar 

Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime 
Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım 
Aslında ne sana, ne olanlara 
Kendime kırgınım!.. 
Maziye hiç değil, âna kırgınım 
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına 
Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara 
Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna 
Bir hayli kırgınım 
Beni ben kırdım oysa 
İyi değilim. 
Galiba yoruldum 
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar 

Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan 
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan 
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum. 
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!.. Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum. 
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık 
Ki seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!.. 

Toprağa bakan yanım senden zaten ayrı 
Sana bakan yanımsa toprakla aynı 
Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin! 

Gözlerim yorgun 
Dudaklarım, dudaklarım hissiz 
Dokunulmadan geçen yıllar bana çok ağır 
Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz 
Söyleyemediklerini söylesen de şimdi 
Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır! 
İsteyerek değil 

Çok çalıştım 
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine 
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine 
Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen,  
Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için çok çalıştım. 

Daha önce de gitmiştim 
Kendi isteğimle 
Anladım ki daha önce sevmemiştim! 

Çok çalıştım inan 
Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye 
Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya 
Ve alışmaya kendime 
Bu göz gözü görmez dumanlı halime 
Çok alışmaya çalıştım hem de çok. 

Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da
Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala 
Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum. 

Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor 
An be an çöküyor, insanın içindeki güç 
Işığı sönüyor 
Beyaza dönüyor rengi git gide 
Hissizleşiyor. 

Ne yormak istedim Seni,  
Ne de yormak kendimi 
Çok çalıştım 
Gitmeye de kalmaya da 
İkisi de aynı acı, ikisi de rezil 
Daha önce de gitmiştim 
Ama böyle kalarak değil 
Böyle kalarak değil.

mine
Автор

Buralar şair doluşmuş. O halde bende kelimeleri eskitmeyeyim.

feyzullahdogan
Автор

Nedir bu kavgamız, nedir bu telaş
Ömür dediğimiz biter yavaş yavaş
Üç günlük dünyanın her şeyi fani
Bir hoş seda, muhabbet kalır arkada
Üç günlük dünyanın her şeyi fani
Bir hoş seda, muhabbet kalır arkada
Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki, yürekte sancıdır
Yer gök bir olupta hesap sorulunca
En sevdiğin bile senden davacıdır
Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki, yürekte sancıdır
Yer gök bir olup da hesap sorulunca
En sevdiğin bile senden davacıdır
Öyle bir aşk var ki, yüceden yücedir
Bir üzmez gönülden, iki hecedir
Hangi yana baksan onda eser var
Sır dolu çözülmez bir bilmecedir
Hangi yana baksan onda eser var
Sır dolu çözülmez bir bilmecedir
Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki yürekte sancıdır
Yer gök bir olupta hesap sorulunca
En sevdiğin bile senden davacıdır
Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki yürekte sancıdır
Yer gök bir olupta hesap sorulunca
En sevdiğin bile senden davacıdır
Sen yolcu, bu yalan dünya hancıdır
Öyle bir gün var ki, öyle bir gün yürekte sancıdır
Yer gök bir olupta hesap sorulunca
En sevdiğin bile, en sevdiğin bile senden davacıdır
En sevdiğin bile senden davacıdır

sumeyra
Автор

Olur da bir gün biri çıkar da sorarsa beni şayet, Seni ne çok sevdiğimden bahset. O seni deli dolu severken Sevgimden boğulduğundan bahset.
“En saf, En temiz duygularla tepeden tırnağa âşıktı bana” de. “Ben geçtim, o geçmedi” de. Anlatabilirsen Aşkı anlat ona. Senin için nasıl deli divane olduğumu anlat. “Aramadım Sormadım” de. Oysa her telefon çalışında her kapı zilinde, benmişim gibi, toprağın suya olan özlemi gibi hasretti bana de. Ben gelmişim gibi açardı bütün kapıları tek tek de. Çok sevdi de, Yandı, tutuştu, hala yanıyor de! Sönmedi, Dinmedi Bir an dahi de.
Gitmedim, Sormadım, Aramadım de. Kül oldu, yandı kavruldu de. Hayalleri vardı, Umutları… Hepsini bir bir kararttım de.Hayatı vardı, İçinde var olan her şeyiyle yıktım, viran ettim de. Öyle sevdi ki beni bazen çocuk gibi mızmızlanır, bazen mutluluktan kuş gibi kanat açar, kelebek gibi süzülürdü gökyüzünde ona her sevdiğimi söylediğimde.
Hayalleri vardı… En büyük hayali yağmurda başını göğsüme yaslayarak bir bankta oturmaktı… Bu yüzden yağmurları hiç sevmedi de. Onu bırakıp gittiğimde çok ağladı, her göz yaşına, her umutsuzluğa defalarca kez düştü düştü de çıkmak bilmedi de. Kimseye ondan bahsetmedim de, oysa bütün kuşlara, kelebeklere, çiçeklere adımı fısıldadı de. En çokta papatyaya anlat beni…
Anlat beni ona Seni her köşe başında nasıl beklediğimi anlattığım gibi anlat!
Çok ağlattım, Çok üzdüm de. O bana bakmaya bile kıyamazken, Her ayrılışımda arkama bile bakmadım de. Oysa bir daha ki gelişimi her gidişimde dilerdi de. Beni ona anlat deki ona seninle bir hayat kuracağımı anlattığımda o seni gördüğü her genç insanda aramaya başladı de, yüzünü, gözünü, saçlarını merak etti durdu de. Ben seni gizlerken o seni herkeste gördü de. Ben ona bakarken, o bende senin bıraktığın bakışı aradı de. Nasıl baktığını merak etti durdu de. Beni o kadar sevdi ki “olmayacağını” bildiğinden kendi elleriyle beni sana bıraktı de. Beni senle düşlerken, parçalara bölündü Yok olurcasına Yok oluşunu diledi durdu de. Ben hayatımı kurarken, o hayatından vazgeçti de.
Benden hiç gitmedi, benden hiç geçmedi, benden geçecek gibi sevmedi de. Ben sıkıntıya düşerdim O yanardı de. Bana zarar gelsin hiç istemezdi, bense onu, verilebilecek bütün zararlarla öylece bırakıp gittim de. Belki de gitmek bana, gitme dememekte ona hiç yakışmadı de… Şimdi seninleyim ya ki bilir o ne halde. beni anlat ona sensizlikten nasıl divane olduğumu, sensizliği ta içten en derinden nasılda bütün hücrelerimden hissettiğimden bahset.
Anlat beni ona. Deki, Ben onu kaç kez ağlattım hatırlamıyorum. Oysa beni her gördüğünde kalbi bir kuş misali yerinden çıkıp fırlayacak gibi olurdu de. “Hayatından hiç çıkmayacağım. Aşkına ihanet etmeyeceğim asla” dememi ne çok isterdi de. “Ben onu bütün acılarıyla bıraktım, oysa o bana bütün yarınlarıyla gelmişti” de. Ben ona bir ara görüşmeyelim dediğimde o bana tamam derdi her seferinde oysa her tamam değişinde ölüyordu gizliden gizliye de. “Aslında durumun farkındaydım. Ona ettiğim onca kötülüğü bilerek ama istemeyerek yaptım” de.
Onun hayatına girdiğim ilk gün gibi… “Bilerek ve istemeyerek” yaptım de. “Beni bu kadar seveceğini düşünmedim, hesap etmedim” de. Oysa ilk defa aşık olacaktı hiç tanımadığı, bilmediği birine de. Bu yüzden hiç anlamadı “Sadece beni sevdi, bütün ezberlerini benim için bozdu, bütün bildiklerini unuttu, bütün değerlerinden, her şeyden, herkesten benim için vazgeçti” de.. Anlat beni ona… “Yaşamla ölüm arasında kaldı defalarca kez. Şu an yaşayabiliyorsa devam ediyordur bıraktığım enkazın içinde. Hiçbir haykırışına kulak asmadım, asmadığım gibi onun hiçbir isyanında, bedduasında da yer almadım” de. Ona de ki “Onun kalbini her kırdığımda, o yüzümden tebessüm eksik olmasın diye Zikir bildi beni bütün tespihlerinde”
Anlat beni ona… “Ben kimseye umut vermedim, umut verecek bir şey de yapmadım. O mezarını kazdı bende ittim” de. “Bütün bunları yaptığım halde, bugün çıkıp gitsem, beni dün uğurlamış gibi karşılar, yaşadığı her şeyi bir anda unutur… İşte beni bu kadar çok sevdi” de. Deki ona… “O bana âşıktı, senin hiçbir zaman olamayacağın kadar… Anlat Beni Ona…”

Ezelbayraktar
Автор

Oysa ki ne çok şeye sahipmişiz şimdi ise kazandıkça kaybettiğimiz yıllardayız.

hakankara
Автор

Ben kendimi seni tanıdığımda soyutladım...
tanıdığım gördüğüm insanlardan uzak durmyı ögrendım
yoruldugum zaman tam hayattan umudumu kestiğim an sen çıktın karşıma tek istegim sevilmek ve güçlü kalmaktı
seninle hayata tutunmak seninle yeniden güçlenmek ve seninle aynı kaldırımda yürümekti senden tek istegim.
şimdi zaman durdu sensizliğin ertesinde
hayata ufacık pencereden bakmayı ögrendim
seni geride bırakmak yorulduğum şehirde bir başına bensiz koymak yaktı yüriğimi
gurbette sensiz her geçen gün bir kez daha anladım vucudumda tek soguyan yerim kalbimin olduğunu
ve kalbimi yalnızca senin ısıtcagını senden gittiğimde anladım.
çok gelmek istedim sana arkamda bırakamadıklarım oldu.
gelemedimmmm....
kendi acılarımı hep görmezden geldim bu yüzden kendimi tanımam epey zaman aldı
etrefımdakiki insanlar mutlu olsun üzülmesin diye acılarını dertlerini
kendi omuzlarıma yükledim dişlerimi sıkarak tuttum içimdekileri.
yürüdüm bütün yolu fermanı kesilmiş dizlerimle.
onları düşündükçe kendimi hep geri plna attım
sanki benim yaşamaya gülmeye hakkım yokmuş gibi bende sustum sustum...
tam kendimden vazgeçerken son dalımı keserken geldin aklıma kilometrelerce uzaklıktan baktım sana.
gökyüzü aynıydı belki ama iklimler farklıydı
hep üşüdüm burada sana.
ellerim hep ellerini aradı.
gözlerim o gitme kal diyen son bakışını.
bakamadım kimseye sana baktıgım gibi çok denedim ama olmadı yapamadım
ihanet edemedim yokluğuna.
en yakın arkadaşın sana olan sevdamın yalancı güneşiydi
sen ise en sevdigim bahar çicegi.
hiç bir zaman solmadın solumda.
ya ben...
sen giderken sesim kısıldı gitme diyemedim
arkandan ağladım arkandan baktım
snin başkasıyla olma ihtimalin yüregimi köz kalbimi kör etti
sarılmadan doya doya beni bırakıp gitme diyemedim.
yalnızca sen savaşmadın bu imtihanla.
bende çok yandım bende tek kaldım karanlıklarda.
bogazıma çok düğümlendi gidişin.
çok bekledim seni gelmedin glmedin kdınnn

smttemizlikhizmetl
Автор

Hiç olmazsa bir ‘hoşça kal’ de giderken.
Bilirsin, bir bahanesi olsun ister herkes ölürken…
Salladığın el, sallandırdığın umutlar aslında elinde.
Elinde değil biliyorum,
Ve elimde değil sil baştan başlamak her şeye.
Kırıldık ve paramparçayız…
Hayallerimiz birikmiyor artık avuçlarımızda,
Avuçlarımız yangın yeri,
Avuçlarımız acı taşıyor,
Acılarımız merhem şimdi geçmeyen yaramıza…
Gül düşmüyor artık gülümseyişlerimizde yanaklarımıza,
Dönüşsüz yol düşüyor yar, aramıza.
Kurduğumuz düş üşüyor,
Çalmıyor bu son bakışlar kalbimizi ayrılığın cebinden,
Tüm mutluluklar yüzümüzde biraz hüzne çalıyor…
Ey yar…
Yarama üflediğin dudaklarının arasındaki nefes ben olayım,
Kendi acımda soğut beni…
Ey yar…
Gözlerin düşmüyor karanlık gök/yüzüme nicedir.
Uykularıma gelmiyorsun…
Senli tüm rüyalarım sensiz kabuslara gebe,
Sen de görmüyor musun?
Hissetmiyorsun acımın sağanağını ve özlemiyorsun,
Yüreğini ben değil, kıyamam; yüreğimin özlemi yorsun.
Dönmüyorsun,
Özletiyorsun,
Öl mü diyorsun?
Ey yar…
Acım taze, tenim sıcak ve yaram derin hala.
Söylesene kaç teselliyle kandırabilirim kendimi daha,
Kaç yalan eklemeliyim inandırmaya çalıştığım kalbime?
Kaç kez daha birleşebilir kırıklarım böyle,
Kaç defa daha kaldı kıracağın?
Ey yar…
Bu veda son mu?
Sesimden önce titriyor her seferinde yüreğim,
Üzerine titrediğim yüreğin acımıyor mu?
Canın hiç mi yanmıyor,
Gittiğin yer her nereyse, yangınını söndürebiliyor mu?
Alışıyor musun,
Yoksa çoktan mı unuttun?
Ey yar…
Benden gittiğin yerde bıraktığın boşluk duruyor hala.
Ne sen gel yeniden geri,
Ne de bir daha doldurabilecek o boşluğu herhangi biri.
Gelme…
Sen kanat beni elinden geldiğince, durma!
Hiçbir yaranın kabuğu acısını üşütmez nasılsa...

Kayıt Tarihi : 8.10.2011 17:11:00

mertaynureyin
Автор

Sondu anne sonbahar gibi bırakılan acılardan hafif bir sarhoşluk bu günde yarınna Kalsın hayat yarınların getireceği bekilerlerin umudunu taşır zaman kavramında gèçmişin kirli penceresinden son bakışımdı HAYALLERIME.

refikmamuk
Автор

Bir kadın seni seviyorsa sana aittir. 
Mutlaka bir fotoğrafın vardır bir yerinde odasının, onu kaldırtma! 
Bir kadın seni seviyorsa uyumadan önce dua ediyordur,  
senin adınla başlayan dualar ve biten senin adınla, onu susturma! 
Bir kadın seni seviyorsa sana zarar veremez. Yalnız genç adam,  
kadınlar vazgeçtikleri adamlara da acımayı beceremez, bu da kalsın aklında… 
Bir kadın seni seviyorsa koklayarak öper seni. 
Seni seven bir kadın sevdiği kadar sarılabilirse kemiklerin kırılır. 
Ve bir kadın seni seviyorsa, sen ne kadar güçlüysen o kadar güçlü hisseder kendini,  
onu yanıltma. İlk darbede yere çakılma oğlum, ilk imtihanda sınıfta kalma! 
Ve asla, ama asla! 
Araya umutsuzluğu sokma. Orasıdır kadının şah damarı, umudu… 
Kesildiği an, vazgeçer kadın. 
Sevmekten, beklemekten, özlemekten, hatta dua etmekten… 
Can havliyle, kaçar. Yakalayamazsın. 
Artık o kadını üstüne alınamazsın. Sahip çıkamadığın kadına hesap da soramazsın. 
Kadınları bomba gibi düşün genç adam,  
Yanlış kabloyu kesersen onunla birlikte sen de patlarsın. 
Bak oğlum! 
Bu hayatta her şeyi alırsın, yalnız seni seven kadının yoktur fiyatı. 
Seni her şeye rağmen sevebilen kadını satın alamazsın. 
Cüzdanın kilo kaybettikçe, sevgileri eksilen sevgililerin olur en fazla... 
Falan filan sonra, bilirsin ya… Sen sen ol, o kadını satma! 
Bir kadın seni seviyorsa kavga eder. 
Hem birazdan boğazına yapışacak sanırsın hem görürsün gözlerindeki korkuyu. 
Kadınlar susmaz genç adam, susmuş kadın gitmiş kadındır. Susmuş bir kadın için,  
bitmiş bir adamsındır. Bu kadınların değişmez ve değiştirilmesi teklif bile 
edilemez olan maddelerinden biridir. Kadın olmanın kuralıdır... 
Bir şey daha vardır ki,  
Kuştur kadın! 
Ve bir gökyüzü vardır her kadının. Öyle bir havan olmalı ki adamım,  
senden göçmediği için, onu dondurmamalısın. 
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının,  
başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın…

ismailkara
Автор

İncinecek hal kalmadı bende, sana sadece bir tavsiye;
Vedalar soğuk olur, sıkı giyin!

Üşüyorum...
duracağım burada
gidişini seyredeceğim
kıpırtısız, sakin gibi görüneceğim
kavgasız olacak, fırtınasız olacak
saçma sapan olacak
organlarım birbirine vuracak
arkandan sessiz bakacağım
ben yine salağı oynayacağım...

hayalleri taştan bir sevdaydı bizimkisi.
kırılmazdı. yağmura kara dayanıklıydı.
çığ olup düşerdi de kendine zarar vermezdi.
kopmazdı.
gidişler dönüşlere gebeydi de, hep acıtırdı her el sallayış.
özlemler acıydı. yürek dabırsızdı.
her dönüş, doğuştu aslında yeniden.
ölüp ölüp dirilmek gibi değil de, erince doğmaktı.
ama
önce hayaller öldü! (cenaze meydanda kaldı, ulu orta)
gönlüme bir kor düşer
gitme öyle zamansız
önce hayaller biter
yanar külsüz dumansız
acıyorum... ya da acıyorlar...
elimde kalanları sayamıyorum.
nasıl sayabilirim. ateş altında heryerim...
dokunulamıyorum, onarılamıyorum, dona kaldım yanarken.
sadece acıyorum, acınılıyorum...
demişler inanmış, ağlayışları geçer sanmıştım.
bir maddeyim... bedenim var senden kalan.
benden gotürdüklerini isteyemiyorum.
sen giderken sen olsaydın, benden gitmezdin.
sen olmadın belki de hiç!
bilmiyorum sensizliği...

baharlar hiç gelmez
mevsim hep kış olur
günlerime güneş doğmaz
hislerim uyur

takvimleri kopardım attım sen giderken. saatleri kırdım...
zaman\'dan söz edilmesini istemiyorum artık...
kış! soğuk işte. herkese olduğu gibi...
derlerdi hep de inanmazdım, vedalar soğuk olur, sıkı giyin!
ben bahardan kalmayım...
sana yangındım,
ama sensiz üşüyorum... ve uyuyorum... hala!

dilimden hiç düşmez
adın hasret olur
yüreğimde sızı dinmez
gülmek güç olur
acı işte. hangi hecesinden tutarsan tut bu böyle.
ne sancım diner, ne ağrım. sattım 3 kuruşa gülüşlerimi...
bak gamze gamze dolmuyor yüzüm.
bak acı! bak yaş! bak soğuk!
bakma... anlamayacak kadar uzağız artık.
haa soğuk. demişlerdi zaten... ama yapacak birşeyim yoktu.
sonunu bile bile lades dedim ben... mahkumdu!

ayrılıklar yara açar yara üstüne
yağmur ağlar sensizliğe iç çekişime
sensiz olmaz bu yerlerde dünya dar olur
eğer gidersen bu aşka çok yazık olur
gittin... :\'(
yüklemin öznesi mühim değil aslında. gidildi. onarılmaz yaralarımız var artık.
susuz tokluk arıyoruz belki de.
yazık oldu mu? bilmem... olur mu?
sadece üşüdüğümü hissediyorum...
vedalar soğuk olurmuş,
\"ben yolculuklara senle çıkmaya alışkındım oysa...\"

mertaynureyin
Автор

Bu hangi kitap acaba ismini bilen yazabilirmi

AynurÖztürk-eb