filmov
tv
Çanakkale Destanı Zaferlerimizin Ardındaki Ruh Mana Allah’ın Dinine Yardım Edene Allah Yardım Eder

Показать описание
Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Eğer siz
Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın dini en üstün olsun diye mücadele ederse o Allah yolundadır.”2
Aziz Müminler!
İçinde bulunduğumuz Ağustos ayı, şanlı
tarihimizdeki nice zaferlere şahitlik etmiştir. Her
yıl bu ayda bizler, tarihimize damga vuran eşsiz
zaferleri hatırlarız. 26 Ağustos 1071 tarihinde
Anadolu’yu İslâm’a açan ve milletimize yurt
kılan Malazgirt Meydan Muharebesi’ni
düşünürüz. 30 Ağustos Zaferiyle sonuçlanan
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anarız.
Kıymetli Müslümanlar!
Tarih boyunca bizleri zaferden zafere
koşturan, bizlere sahip olduğumuz o muazzam
ruhu kazandıran, “Din-i Mübin-i İslâm”a olan
bağlılığımızdır. O halde, ecdadımızın tarihe altın
harflerle yazdığı zaferlerden biz müminlere düşen
en önemli vazife, aynı inanç ve teslimiyete sahip
olmaktır. Allah’a sarsılmaz bir imanla bağlanmak,
salih amel, güzel ahlak, sabır ve sebatla O’nun
yolunda mücadele etmektir. İşte o zaman Allah’ın
yardımı daima bizimle beraber olacaktır. Ne vakit
dara düşüp
ه
ٰ
ne yardımı ın’Allahَ “مٰتى نَ ْصُر ا لل ٰ
zaman?” diye yakarışta bulunsak,
Yüce Rabbimizin, ب
ي
۪
ٰ قَر
نَ ْصَر ا لل ٰ
َل اٰ لنَ
ki Bilesiniz “اََا
Allah’ın yardımı yakındır.”3 müjdesiyle
ruhlarımız sekinete erecektir.
Değerli Müminler!
Tarih bir milletin hafızasıdır. Sadece mazisi
değil, yarınlarının inşasıdır. İbret nazarıyla
okunduğunda tarih, milletlere bir pusula gibi yön
gösterir, istikamet çizer. Tarihimizdeki zaferler
de, bizi biz yapan, millet yapan değerlere sahip
çıkmayı öğütler bizlere. Huzur ve güven içinde
yaşadığımız vatanımızı, canımızdan aziz bilmeyi
öğretir. Varlığımızı ve birliğimizi, kardeşliğimizi
ve muhabbetimizi koruma bilinci aşılar. Aynı
iman, aynı ruh ve aynı mefkûreye sahip
olduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir
engelin, kazanamayacağımız hiçbir mücadelenin
olmadığını hatırlatır her birimize.
Aziz Müslümanlar!
Geçmişteki zaferlerimizi yâd etmek elbette
değerlidir. Ecdadımızın hatırasını yaşamak ve
gelecek nesillerimize aktarmak elbette
kıymetlidir. Ancak bundan daha da önemli olan
tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların
idrakinde olmaktır. Necip milletimizin, İslam
âleminin ve bütün insanlığın iyiliği, huzuru ve
barışı için elimizden geleni yapmaktır.
Maneviyatımızla birlikte maddi sebepleri de
seferber etmektir. Bilim, ekonomi ve teknoloji
gibi alanlarda her türlü üstünlüğü elde etmek için
var gücümüzle çalışmaktır. Ancak o zaman
Allah’ın adını yeryüzüne hâkim kılabilir, hak ve
hakikati, iyilik ve adaleti, şefkat ve merhameti
dünyanın dört bir köşesine taşıyabiliriz. Şanlı
ecdadımızın emanetine hakkıyla sahip çıkabiliriz.
Bu vesileyle Hz. Âdem (a.s)’dan günümüze
kadar Allah’ın dinini yüceltme uğruna canını feda
eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi
bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla yâd
ediyorum.
Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kim Allah’ın dini en üstün olsun diye mücadele ederse o Allah yolundadır.”2
Aziz Müminler!
İçinde bulunduğumuz Ağustos ayı, şanlı
tarihimizdeki nice zaferlere şahitlik etmiştir. Her
yıl bu ayda bizler, tarihimize damga vuran eşsiz
zaferleri hatırlarız. 26 Ağustos 1071 tarihinde
Anadolu’yu İslâm’a açan ve milletimize yurt
kılan Malazgirt Meydan Muharebesi’ni
düşünürüz. 30 Ağustos Zaferiyle sonuçlanan
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anarız.
Kıymetli Müslümanlar!
Tarih boyunca bizleri zaferden zafere
koşturan, bizlere sahip olduğumuz o muazzam
ruhu kazandıran, “Din-i Mübin-i İslâm”a olan
bağlılığımızdır. O halde, ecdadımızın tarihe altın
harflerle yazdığı zaferlerden biz müminlere düşen
en önemli vazife, aynı inanç ve teslimiyete sahip
olmaktır. Allah’a sarsılmaz bir imanla bağlanmak,
salih amel, güzel ahlak, sabır ve sebatla O’nun
yolunda mücadele etmektir. İşte o zaman Allah’ın
yardımı daima bizimle beraber olacaktır. Ne vakit
dara düşüp
ه
ٰ
ne yardımı ın’Allahَ “مٰتى نَ ْصُر ا لل ٰ
zaman?” diye yakarışta bulunsak,
Yüce Rabbimizin, ب
ي
۪
ٰ قَر
نَ ْصَر ا لل ٰ
َل اٰ لنَ
ki Bilesiniz “اََا
Allah’ın yardımı yakındır.”3 müjdesiyle
ruhlarımız sekinete erecektir.
Değerli Müminler!
Tarih bir milletin hafızasıdır. Sadece mazisi
değil, yarınlarının inşasıdır. İbret nazarıyla
okunduğunda tarih, milletlere bir pusula gibi yön
gösterir, istikamet çizer. Tarihimizdeki zaferler
de, bizi biz yapan, millet yapan değerlere sahip
çıkmayı öğütler bizlere. Huzur ve güven içinde
yaşadığımız vatanımızı, canımızdan aziz bilmeyi
öğretir. Varlığımızı ve birliğimizi, kardeşliğimizi
ve muhabbetimizi koruma bilinci aşılar. Aynı
iman, aynı ruh ve aynı mefkûreye sahip
olduğumuz müddetçe aşamayacağımız hiçbir
engelin, kazanamayacağımız hiçbir mücadelenin
olmadığını hatırlatır her birimize.
Aziz Müslümanlar!
Geçmişteki zaferlerimizi yâd etmek elbette
değerlidir. Ecdadımızın hatırasını yaşamak ve
gelecek nesillerimize aktarmak elbette
kıymetlidir. Ancak bundan daha da önemli olan
tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların
idrakinde olmaktır. Necip milletimizin, İslam
âleminin ve bütün insanlığın iyiliği, huzuru ve
barışı için elimizden geleni yapmaktır.
Maneviyatımızla birlikte maddi sebepleri de
seferber etmektir. Bilim, ekonomi ve teknoloji
gibi alanlarda her türlü üstünlüğü elde etmek için
var gücümüzle çalışmaktır. Ancak o zaman
Allah’ın adını yeryüzüne hâkim kılabilir, hak ve
hakikati, iyilik ve adaleti, şefkat ve merhameti
dünyanın dört bir köşesine taşıyabiliriz. Şanlı
ecdadımızın emanetine hakkıyla sahip çıkabiliriz.
Bu vesileyle Hz. Âdem (a.s)’dan günümüze
kadar Allah’ın dinini yüceltme uğruna canını feda
eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi
bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla yâd
ediyorum.