YazıYorum #7 | Korku Anıları 3

preview_player
Показать описание

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Serpil abla bizi xavi gibi yaptı odada çevre kontrolü yapıyoruz her saniye

seymennnn
Автор

BEĞENİN ÜSTTE KALSIN
15:42 Ailesiyle uyumak zorunda kalan çocuk
25:30 1992 Yılı hikayesi
33:06 Hasan hocalı hikaye
42:15 Mezar taşlı hikaye(resimli)
56:04 İsmail abi ve kurban
1:03:47 Erzuruma ışınlanan çocuk
1:12:50 70 Yaşındaki amca(gazete haberine çıkmış)
1:19:33 Serpil Teyze(ölü bebek)
1:30:55 Sinan..
1:40:15 Kıyafeti kesilen çocuk
1:46:25 SESLİ hikaye(irem abla)
2:00:10 Eşine musallat olunan abi
2:10:44 Takıları çalınan teyze
2:21:13 Magnetoya dönüşen adam(Videolu)
2:26:47 Ölüdenizde uçurumdan atlayan 3 harfli(Videolu)
2:33:42 1985deki dedenin hikayesi
2:39:40 Kuran kursunda eşek şakası yapan Mehmet
2:50:35 3 Çoban

kassandramlbb
Автор

Şu lambanın yanıp sönmesi olayı o kadar kolpaydı ki tüm korku modumu aldı götürdü sağ olsun o hikâyeyi anlatan arkadaş

ahmetcan
Автор

Efsane bir yayındı tuvalete bile gidemedik he bu arada 50k like'ı atın beyler korkaksak da sarıyor Allah hepimizi korusun iyi geceler

purpleunkovn
Автор

Bu olay 8 sene önce askerliğim sırasında başımdan geçti.

Öncelikle şunu söylemeliyim ben bu yaşadığım olaydan önce inançsız biriydim, hala tam inançlı biri sayılmam ama bu tarz olaylara bakış açım kesinlikle değişti.

İstanbulun kalabalık semtlerinden birinde, hiç doğa üstü varlık görmemiş, hiç gören biriyle tanışmamış olarak büyüdüm. O yüzden bu tarz olaylara hep insan uydurması şeyler olarak bakardım. Askerliğimin sona ermesine 2-3 ay kala yerleştirme dönemi de olmamasına rağmen koğuşumuza dışardan birini getirdiler. Bu arkadaşın neden ve nereden geldiğini sorduk fakat önceki yerinde sorun yaşadı dediler sadece. Kendisiyle de iletişime geçmeye çalıştık fakat çok içine kapanık biriydi. Neredeyse hiç konuşmaz, bizimle hiç iletişim kurmazdı. Ben koğuştaki yaş olarak en büyük kişiydim biraz geç gitmemden dolayı, daha genç olan arkadaşlarım bu yeni gelen arkadaşın içine kapanık olmasından dolayı vs iyice bunun üzerine gitmeye başlamışlardı. Ben çocuğun olmadığı yerlerde beyler yapmayın diye uyarıyordum tamam diyorlardı fakat sonra çocuğa yine aynı tarz davranmaya devam ediyorlardı. Bir akşam bu çocuğa sulu bir şaka yaptılar, hava da gerçekten soğuktu. Çocuğun suratında ağlamaklı ifadeyi görünce dayanamadım sesli olarak herkese sert çıktım biraz. Sonra özür dilediler konu kapandı. Ertesi gün kantinde takılırken bu yanıma geldi, normalde kimsenin yanına gittiğini görmemiştim. Elini uzattı, arkadaş olalım mı dedi. Tabi dedim sonra zamanla benimle konuşmaya başladı. Küçükken babasının annesini öldürdüğünü, hala hapiste olduğunu, teyzesinin yanında büyüdüğünü falan anlattı. İçimden demek ki bu yüzden içine kapanık kim yaşasa böyle olur diye düşündüm. Daha kafamdaki düşünce sonlanmadan bana dedi ki, sen şimdi bu olay yüzünden benim böyle olduğumu düşünüyosundur, est olum senin neyin var sanki demeye kalmadan beni köyümde de sevmezler dedi. Neden dedim, ben onların görmediğini görür, duymadığını duyarım dedi. Tabi aklımdan direkt yaşadığı büyük travmanın onda böyle akıl hastalıkları bırakabileceğini düşündüm. Üzerinde pek durmadım bu konunun.

Aradan kısa bir zaman geçti, ben diğer arkadaşlarla sohbet ederken bu bir anda geldi. Normalde kalabalıkken asla gelmezdi, şaşırarak hayırdır dedim. Abi bir gelir misin dedi, kalktım bir köşeye gittik konuşmaya. Abi dedi babaanneni sever misin, bi anda ne olduğunu anlamadım nasıl yani dedim. Aranız iyi mi yani yakın mısınız dedi. Tabi dedim neredeyse yanında büyüdüm sayılır. O an gözleri dolar gibi oldu, abi dedi senden bir şey rica edebilir miyim. Buyur söyle dedim, arar mısın babaanneni dedi. Olum dedim zaten çıkınca giderim elini öpmeye az kaldı zaten ne alaka şimdi niye arayayım. Dedi ki abi senden hiçbir şey istemedim bugüne kadar bu sefer istiyorum sana mantıksız gelebilir ama ara dedi. Tamam arıcam dedim başımdan göndermek için ama kafamda pek aramak yoktu. Bizim çocukların yanına geçtim oturdum biraz, ama aklıma şüphe düştü dedim bir arayayım. Askere yanımda cep telefonu götürmemiştim, doğal olarak annem babam hariç kimsenin numarası ezberimde yoktu. Babamı arayıp numarasını aldım babaannemin, aradım nasılsın iyi misin askerlik bitince gelicem yanına falan biraz konuştuk. Ben aradığım için kadının sevindiğini hissedince ulan dedim iyi ki vesile oldu da aradık.

Sonra yat zamanı geldi, normal bir gün gibi yattık. Gece 1-2 gibi uykunun en ağır yerinde bir ses duyup gözümü açtım, baktım karşımda bu ağlıyo. Olum ne oldu dedim abi dedi, abi dedi başın sağolsun. Ne diyosun olum kafa mı buluyosun benle falan dedim uykudan uyanmanın siniriyle, yine abi başın sağolsun dedi gitti. Tövbe tövbe diyip uykuya devam ettim. Ertesi sabah ilk fırsatta telefona gittim, babamı aradım annem açtı. İçime o an bir sıkıntı düştü. Oğlum dedi babaannen vefat etti, başımız sağolsun. Gece uykusunda vefat etmiş. Ben o anı hayatım boyunca unutmayacağım çünkü bir yandan terliyorum bir yandan vücudum buz kesti olduğum yerde.

Telefonu kapatıp bunu aramaya koyuldum, ben onu farketmeden o beni farketmiş sanki geleceğimi biliyomuş gibi suratıma bakıyo.Yine suratı ağlamaklı, sen dedim nerden biliyodun. Hiçbir şey söylemedi. O günden sonra benimle tek bir kelime konuşmadı askerliğim bitene kadar. Ben konuşmaya çalıştım fakat nasılsın sorularıma bile cevap vermedi hiç. Askerliğimin bittiği gün gittim bunun yanına elimi uzattım hiçbir şey demeden, o da elini uzattı, kafasını şöyle sanki bir şey onaylar gibi öne eğdi.

O günden sonra ne ondan bana bir haber geldi, ne de ortak asker arkadaşlarımızdan onunla alakalı bir bilgi geldi. 8 yıldır hayatımın en büyük gizemi o çocuk oldu. Hala tam olarak ne olduğunu nasıl olduğunu bilmiyorum bu olayın.

dottoooo
Автор

*HASAN HOCA 24 YAŞINDAYIM BİR ÇOK KORKU FİLMİ İZLEDİM. ÇOK DA SEVERİM. EN GÜZEL FİLMLER BİLE ŞU YAYINLARIN ZEVKİNİ VERMİYOR. KORKUYORSUNUZ BİLİYORUM AMA BARİ 2 3 HAFTADA BİR MUTLAKA OLMALI. BİZE ÇOK GÖRME.EKİBE VE SANA SELAMLARIMLA SEVİLİYORSUNSUNUZ.*

berkowich
Автор

Gecenin 2:26sı korkudan ilk hikayede kaçış. Yarın izlerim artık 😅

kasmkaratas
Автор

çok iyi bir yayındı birazdan odamdaki şişeye işeyeceğim iyi geceler herkese

erenbyx
Автор

Hocalar 50K çok istendi. 35Kya bu iş yapılmazsa ileride anlatacağınız "Korku Anınız" ben olurum.
(Edit:

ahmethkoca
Автор

Hoca bu hikayeleri gece 3te bi parkta tek başıma dinledim her yaprak hışırtısında kriz geçirdim doktorlu hikaye fenaydı

zanioloeditleriizliyorum
Автор

Kral..hiç bozma bu içerikle devam et 😅 çok iyi bir korku faniyim senin dışında izleyecek çok fazla bir yayıncı yok.devamke

Fhabb
Автор

İyi yayınlar hoca ekibe de selamlar.
Şu an 21 yaşındayım bahsedeceğim olay 11-12 yaşlarımda yaşanıyor. Yozgatta köydeyim, anneannemi ziyarete gelmişiz eski yan yana odalardan ibaret olan tuvaleti dışarıda olan derme çatma standart bir köy evi. Küçüklüğümüzden itibaren bu yana sürekli köydeki büyüklerimiz bizden büyük kuzenlerimiz, annem dahil teyzelerim hepsinin birden fazla köyde cinlere dair hikayeleri vardır. Küçükken çok korkar bu hikayelerden köye dahi gelmek istemezdim annem de hep inkar ederdi yok oğlum sizi korkutmak için yapıyorlar diyerek.
Her neyse biz 2 kuzenim ve ablamla beraber köyün bittiği taraflarda hiçbir yapı olmayan sürekli hikayelerin döndüğü bol ağaçlıklı ıssız ve hep çok sessiz olan yere köyün avluk denildiği yere gidiyoruz. Akşamüzeriydi ezana 1 saat kadar var ya da yoktu. Ben bir iddia kaybetmiştim hatırlamıyorum kaybettiğim üzere tek başıma avluğa gidecek ve orada bir yalak, çeşme gibi çok eski su akan bir yer vardır oradan su getirecektim. Avluğa inmeye başladım ama tir tir titriyorum inerken o akşamın esintisi ağaçların yapraklarına dallarına vuruyor daha ben inmeden bu ıssız görüntü çok ürpertiyordu. Adımlarım yaklaştıkça artık adım atmam sanki zorlaşıyor vücudum beynim adeta gitme diyordu. Çocukluk aklı işte iddia kaybettim sözümden dönmeyim diye zorlarım kendimi yürüyorum avluğun içine kadar gelmiştim ilerideki su kaynağını görüyordum yaklaşmaya devam ettim elimdeki şişeyi dolduruyodum. O sırada bu sessizlikte biri gelse duymamam imkansızken çeşmenin yanından bir anda bir çoban geldi suratı bembeyaz gözleri göz yuvarları neredeyse simsiyahtı. Bana burada ne aradığımı bu saatte burada olmamam gerektiğini akşamın bu saatlerinde buraya bir kabilenin geldiğini ve onların su içtiğini söyledi. Çok korkmuştum ne tepki vereceğimi şaşırdım dilim tutulmuştu sadece dönüp arkama bile bakmadan koşmaya başlamıştım. Bunu anlattığımda inanmamışlardı bana, annem de yine beni korkutmamak için oğlum sana şaka yapmışlardır köyde çobanlar orda hayvanları otlatır çocukları da korkuturlar dedi bana da mantıklı geldi biraz içime su serpilmişti. Aynı günün akşam vakti artık evdeyiz yemeği yedik çaylar içildi yataklar açılmaya başlanmıştı. Benim de uykum gelmişti ve yatacaktım. Yatakta çok kez döndüm durdum yatamadım bir huzursuzluk vardı içimde. Ablamı uyandırıyorum sohbet edelim kafam dağılsın diye 10 saniye cevap verip geri uyuyordu. Malum köy evi klasiği tuvalet dışarıda ve benim çok tuvaletim gelmişti tutamıyordum. Koşa koşa tuvalete gittim ihtiyacımı giderdim saat 12 gibiydi geri yattığımız odaya dönecekken köy evlerinin bahçesinde bölümler vardır. Hiç ışığın olmadığı tarım aletlerinin olduğu ve bir yanında tandırlığın ( ekmek yapılan eski tarz ocağı olan bir yer) olduğu iki yan yana oda vardı buradan bir ses geldi, annemin sesiydi ve beni çağırıyordu. Fakat çok korkuyorum zerre ışığın olmadığı lavaboya dahi zor gittiğim yerde akşamları yanından dahi geçmeye korktuğum kısımdan annemin sesi geliyor Oğlum buradayım gelsene diye beni çağırıyordu. Korkak adımlarla yaklaştığımda annemin de sesi netleşiyor ve yaklaşıyordu. Oraya girdiğimde yüzü dönük bana bakan kocaman gözlü bembeyaz çene kemikleri çıkık adeta kemiği gözüken o karanlıkta parlayan korkunç bir yüz ve bir çift göz bana bakıyordu ismimi söyleyip hadi gel diyr beni çağırıyordu. O an bayılacak gibiydim koşa koşa yattığımız odaya gidiyordum yanda da mutfak vardı ışığı açık kapısı açık bir şekilde direkt oraya attım kendimi ve annemi gördüm. Annem akşamdan kalan bulaşıkları yıkıyordu direkt anneme sarıldım ağlayarak. Ne olduğunu sorduğunda beni çağırdın yanına geliyordum diye anlatmaya başladığımda ilk olarak hayır çağırmadım cevabını vermişti. Benim ağlamalarım ve korkum bin katına çıkmıştı. Sonrasında annem yine korkmamam için aaa evet oğlum aslında çağırmıştım işte vsvs diyerek beni ikna etmeye çalışıyordu ama asla korkum azalmıyordu. Sabaha kadar annemin ve babamın yanında uyumaya çalıştım bana okuyorlar ve beni uyutmaya çalışıyolardı. Sabah nasıl oldu hatırlamıyorum uyanınca zaten gidelim ısrarlarıma kimse katlanamadı ve köyden dönmüştük.
Ben küçükken bize anlatılan bu hikayelerin hep yalan olduğunu söyleyen annemin şu itirafıyla geçtiğimiz aylarda şoke olmuştum. Geçtiğimiz aylarda kurban bayramında yine köydeydik artık öyle korkmuyordum çocukken yaşadığım bir şeydi bir daha da aklıma gelmez irdelemezdim atlatmıştım. Normal bir akşam oturmamızda annem teyzelerim konuşurken benim o ilk avlukta uyarıldığım çobanlı anıya benzer annem bir anısını anlattı.
Teyzem ve annem o su kaynağına iniyorlar ellerde testiler şişeler yine bir akşamüzeri vakti tarladan gelmişler. Suları doldurduktan sonra arkalarından atlarım ayak sesleri ve kişneme sesleri gelmiş arkalarını döndüklerinde 4 tane ateş gibi kıpkırmızı atları olan 4 tane korkunç silüetli siyah uzun pelerinli atlılar annemi ve teyzemi kovalamışlar avluğun çıkışına kadar.
Biraz spin-offlu uzun bir hikaye oldu parça parça bu yaşananlar birleşince benim için hala çok korkunç bir hal alıyor. Yıllar sonra burada anlatınca neredeyse aynı korkuyu tekrar yaşadım..umarım siz de yaşamışsınızdır iyi geceler

alparslanisk
Автор

İnanılmaz bir yayındı emeği geçen herkese teşekkürler

alibaran
Автор

Hoca selamlar.

Çocukluğumda yaşadığım bir olayı anlatacağım, sene 2006 babamın maddi durumu inanılmaz iyi Mobilya fabrikaları, bisiklet fabrikaları var. Çok lüks bir mobilya markasını Türkiye'ye getiren ilk Marka distribütörü'dür kendisi. Ve babamın bir ortağı var ortağınında babamdan yaklaşık olarak 20-25 yaş küçük bir kızı var. O sıralar annem ile babam ayrıldılar ve ben çok küçük olduğum için babamı sadece telefonda sesini duyabiliyor, fotoğraflarda görebiliyordum. Şu anki gibi görüntülü konuşma teknolojileri de olmadığı için çocukluğumu babasız geçirdim desem yeridir. Annemle ben ve abim Antalya Etiler'de zemin katlı bir evde yaşıyoruz. Gel zaman git zaman, evin içerisinde garip olaylar olmaya başladı. Bir gün abim duş yapmak için banyoya girecekti, banyo'nun içerisinde 2 camlı, bir soba vardı. Soba'da yandığı için annem sürekli abime banyo'ya girmesini ısrar ediyordu.. Abimde sinirli tepkiler verip bir türlü banyo'ya girmiyordu. Aradan yaklaşık 5 dakika geçtikten sonra banyo'dan büyük bir gürültü duyuldu. Banyo'ya bakmaya gittiğimizde soba'nın camları patlamıştı. Ve içeride birisi olsaydı camlar o kadar ufak şekilde etrafa fırlamıştı ki bir insan vücüduna komple saplanabilirdi. Bu olayı sobanın fazla ısınmasına bağladık ve aklımıza kötü birşey gelmedi, daha sonra evin içerisinde sabit şekilde duran su sürahinin içerisinde hareket ettiğini fark ettik, bu olayların yaşandığı odayı annemin yatak odası yaptık ve oturma odasını taşıdık. Oturma odasında problem yoktu, ama annemin odasında garip sesler geliyordu ve apartmandan çıkış yaptığınızda binaya bakınca annemin odasının camları gözükürdü. Bu olaylar biraz daha ilerleyince annem akıl sağlığını kaybetme durumuna geldi, birgün apartmandan çıktı ve Odasına doğru baktığında perdenin arkasında suratlar var cam boyu dizilmişler bizi izliyorlar diyerek bağırdı ve oradan uzaklaştı. Başımızda bir büyük olmadığı için bu durumu uzaktan akrabamız olan apdullah abiye anlattık ve hızlıca geldi. Durumun farkına varmıştı, evin içerisinde garip şeyler yaşanıyordu olayla alakası olmayan birileri bile uzaktan evin kapısına bakınca, ürperiyorlardı. Daha sonra apo abi Fethiye'de bir hoca bulduğunu söyledi kalkıp Fethiye'ye gittik. Gittiğimizde bir köy yeriydi ve yokuşun üzerinde bir ev vardı kapısında yaklaşık olarak 20-25 tane araba vardı insanlar içeriye girebilmek için sırada bekliyorlardı. Bizde yaklaşık 2 gün kadar kapıda arabada yattık hocayla görüşebilmek için Bu arada hoca bayandı, içeriye zor bela girmiştik. Hoca'nın odasına girdik odanın içerisinde bir masa masanın başında hoca ve odanın ilk girişinin karşısında yaşlı bir kadın var sanırım hocanın annesiydi. O yaşlı kadın ürpertici ve çok agresifti herkese bağırıp çağırıyordu. Hoca anneme birşeyler sordu çocuğum net hatırlamıyorum, annem cevapladı ve hoca annemin ellerini masanın üzerine koymasını istedi, annem masaya ellerini koydu, bende sakin sakin izleyip olaya anlam veremiyorum. Daha sonra apo abiden Hoca ceketini çıkartmasını istedi. Annemin ellerinin üzerine ceketi koydu, sonra hoca kendi ellerinide üzerine koyup ceketi bir tur daha kapattı, hocanın masanın üzerinde annemin elleri, hocanın elleri ve koca bir tulum öylece duruyordu. Hoca birşeyler söylenmeye başladı. Birkaç saniye içerisinde o tulum ve ellerinin oldukları masadan, eminim hoca hiçbir şekilde ellerini kaldırmadı ve bir hile yapmış olamazdı. Masanın üzerine bir toz bulutu çöktü ansızın, ve ellerinin üzerinde kapalı olan ceket şişmişti. Sanki toprağın üzerine birşey atarsınız bir toz bulutu kalkar ya masanın üzeri öyle olmuştu. Olduğum koltuğa gömülmüştüm adeta sadece masaya odaklanmıştım ve korkuyordum. Daha sonra ceketi açtılar ve siyah bir poşete sarılmış içerisinde yazılar olan birşeyler çıkarttılar. Ve içerisinde 2 adet yemek kaşığı vardı, kaşıklar birbirlerine ters bağlanmışlardı. Hoca anneme, bunları babamla ayrılmaları için yaptıklarını ve Ankara Nato yolunda bir boşluğa gömdüklerini söyledi. Ve biz daha sonra öğrendik ki Babam ve ortağının kızı ile Ankara Nato yolunda bir yaşam sürüyorlarmış. Daha sonra bize teslim etti ve akar bir suya atmamızı söyledi büyüleri. Oradan çıktık ve nereye götüreceğimizi bilmiyorduk ilk defa fethiyeye gelmiştik ve annem bir hayli korkuyordu yanımızda taşıdığımız şeyden. Antalya fethiye arası sorunsuz geldiğimiz araç yolda sayısız defa hararet ve birkaç sorun yarattı. Akarsu bulamıyorduk. En sonunda kanal gibi biryer gördük ve suyun içerisine attık. Ondan sonra Antalya'ya döndük. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra babam bizi aradı, aylardır yıllardır ortalıkta olmayan adam bize yardım etmeye ve arayıp sormaya başlamıştı. Annem bu durumun farkına vardı ve babama büyü yapıldığını biliyordu. Evde yaşanan garip olaylara gelecek olursak annemin yatak odasının olduğu oda apartman yapılmadan önce mezarın üzerine denk geliyormuş. O evden taşındık. Ve şu an yaklaşık 10 yıldır babamla annem bir aradalar ve mutlu bir yaşantımız var.

awerty
Автор

serpil ablayı önceki videonun yorumlarında okuduğum için etkilemedi beni ama o fethiye ve maraş erzurum teleport atan arkadaş etkiledi beni en iyisi de hasan hocanın kılığına giren derim hem güldürdü de beni soft bir anı oldu ağzınıza sağlık teşekkürler HTalks ailesi

clendbey
Автор

Gece şuan 04.44 ve şunu demek istiyorum aşırı zevk aldım bu videodan. Bende Bi kaç cin olayı yaşadım anlayabiliyorum az çok hikayeler çok iyi.

yasinkaryagdi
Автор

Beyler 2. videodaki yorumları okudum da öyle korkunç hikayeler var ki aklınız çıkar, moderatörler gitmiş en beğenilenlere tıklayıp çat diye oradan 3-5 hikaye almış galiba. Aldıkları hikayeler hiç iyi değil. Eğer dediğim gibi yaptılarsa 3-5 dakikalarını almıştır hikayeleri toplamak, benim gibi 5-6 saat harcasaydılar okumaya, inanın çok güzel hikayeler olacaktı bu videoda. Çok şey kaçırdınız. Eğer hakikaten dediğim gibi basite kaçmışlarsa birkaç saat harcamamak adına yüzbinlerce insanın heyecanı sekteye uğradı :)) Bu kadar basit olmamalı bu işler, neticede sosyal bilgiler dersine performans ödevi yapmıyoruz, onu yaparken bile ne emekler veriliyor, burada yüzbinlerce insanın bir aylık beklentisi söz konusu ve sonuç fıssss, yarısı kurgu hikayelerin :))

Submarine
Автор

Şöyle ayda bir kez bu içerikten çekmek lazım hep beraber geriliyoruz ama inanılmaz sarıyor şunun kadar keyif veren bir içerik yok

brkyuslu
Автор

Hoca iyi yayınlar. 2006 senesinde babamın iş yerine yakınlığı sebebiyle Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bulunan Temenni Tepesi’nde bir eve taşındık. O zamanlar 11 yaşlarındaydım. Hem okulumun hem de arkadaşlarımın değişmesi sebebiyle aileme sitemliydim ve bu yüzden çok fazla dışarı çıkmıyordum. Fakat zamanla bu inadımdan vazgeçtim ve mahallede bulunan okul dönüşlerinde gördüğüm 3-5 arkadaşla tanışmaya başladım. Evimizin hemen yanındaki parkta vakit geçiriyoruz bazen de tepeden Ürgüp’ün manzarasını izliyoruz. Bir gün okul çıkışı yine arkadaşlarımla vakit geçirirken tepede bulunan eski bir kubbenin içerisine girdik, o zamana kadar hep gördüğüm kubbenin Kılıçarslan türbesi olduğunu o zaman farketmiştim. İlerleyen zamanlarda tepenin aşağısına bir gece kulübü açıldı. Açılan kulübün türbenin altına denk geliyor olmasından dolayı civardaki komşulardan çok tepki almıştı. Aylarca edilen itirazlara rağmen kulüp açık kaldı. 2007 yılının Şubat aylarında başlayan ve neredeyse her gece gördüğüm rüyalar beni derinden etkilemeye başlamıştı. Rüyalarımda genelde uyanıp türbenin yakınlarına gidiyordum. Buna benzer rüyaları günlerce gördüm fakat içlerinden bir tanesi vardı ki aradan 17 yıl geçmesine rağmen en ufak detayına kadar hatırlıyorum. Yine yatağımdan kalkıp türbeye gitmiştim fakat türbenin hemen önünde atın üzerinde miğferli bir adam bana bağırarak “Ben artık bu yükü taşıyamıyorum” diye defalarca bağırıyordu rüyadan uyandım ve saatlerce uyuyamadım. Korktuğum için annemin yanına gittim ve rüyamı ona anlattım, saatin çok geç olduğunu yarın okula gitmem gerektiği için odama gidip uyumam gerektiğini söyledi. Ben de odama tekrar geçtim. Dışarda çok fazla yağmur yağıyordu ben hala rüyanın etkisinde uyumaya çalışırken çok gürültülü bir ses tüm mahalleyi uyandırdı. Ben bir koşu annemlerin yanına gittim. Babam üstüne bir şeyler alıp aceleyle dışarı koştu. Ben ve annem korkudan dışarı çıkmamıştık. Aradan geçen 1 saatten sonra acı gerçeği hepimiz öğrenmiştik. Temenni Tepesi’nden kopan kaya parçaları mahalleninin aylarca itiraz ettiği gece kulübünün üzerine düşmüş ve içeride bulunan 3 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Olayın şokunu yavaş yavaş atlatırken aklıma bir anda benim gördüğüm rüya gelmişti, annem ve ben bir anda birbirimize baktık annem hemen gelip bana sarıldı korkmana gerek yok diyip ağlamaya başladı. Annem beni odama götürdü ve babama gördüğüm rüyayı anlattı. Babam anneme atın üzerindeki adamın Kılıçarslan olduğunu söylediğinde ben korkudan yorganın içerisinde titriyordum. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu olay her aklıma geldiğinde tüylerim diken diken olur.

Dan-npsz
Автор

Hasan hoca iyi yayınlar, direkt hikayeye geçiyorum.Bu olay 90’lı yılların başında geçiyor, büyükbabam Sivas’ta bizim köyden yan köye yürüyüşe çıkmış.Akşam saatleri olmasına rağmen büyükbabam oranın yerlisi olduğu için ışık olmayan dağ yollarından geçebileceğini düşünmüş.Evdekilere haber verip yan köye arkadaşlarının yanına gitmek için yola çıkmış.Anlattıklarına göre akşam üstü 6-7 civarıymış.Yol da yürüyerek en az 2 saatlik bir yol, büyükbabam havanın karardığı saatlerde karşıdan iki kişinin geldiğini görmüş ve arkadaşı mustafa ya benzetmiş adamı.Oraların şivesiye mustafa nabıyosun buralarda bi cigara verde içek tarzı bir cümle kurduğunu söylemiş babannemlere.Adamlar yaklaşıp büyükbabamın eline birşey birakmış, büyükbabamda mustafa benimle dalga mı geçiyorsun saman bu demiş.Karşısındaki kişinin bak bakayım ben mustafamıyım demesiyle büyükbabamın dünyası başına yakılmış.Can havliyle köye kadar koşarak gelmiş, eve gelip babannemlere durumu anlatmış.Bu olayın yaşandığı gece büyükbabam vefat etmiş.Doktorlar karın ağrısı teşhisi koysa da bütün sülale olayın ne olduğunun farkındaydı.Büyükbabam dinine çok bağlı köydekilere vaaz veren bir adammış dediklerine göre, bu olaydan sonra ailenin hiçbir üyesi daha o köye uğramadı istanbula taşınıp orada yaşamaya başladılar.İşin korkutucu yanı babam da ara ara hayali insanlarla sohbet ediyor fakat diğer amcamların hiçbirinde böyle bir durum yok.Büyükbabam vefat ettiğinde babamın daha bebek olmasına ve cin’in babama musallat olmasından korkuyormuş aile büyükleri.Aile büyükleri bu olayın üstünü kaptıp gizlemeye çalışıyolar.Ama ben şu an bile babamla konuşurken çok değişik hissediyorum.Babamda da bu olaylar bir ara çok fazla olmaya başlamış ve annemle çok fazla kavga ettiği için boşandılar.Babamla çok nadir buluşuyorum ve beni çok korkutuyor.Ona da büyükbabama olan gibi birşey olmasından korkuyorum

yigitengin